11. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1127 Karar No: 2021/1333 Karar Tarihi: 11.02.2021
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/1127 Esas 2021/1333 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/1127 E. , 2021/1333 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Hüküm tarihinde, davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresi dışında Bandırma 2 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanığın, duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün tefhim olunduğu oturumda hazır bulundurulması veya SEGBİS yolu ile duruşmaya katılması sağlanıp, yüzüne karşı hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden, yokluğunda yargılamaya devam edilip karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, 2- Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, mahkumiyet hükmünün konusunu teşkil eden suça konu belgelerin celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması, 3- Temyize konu davada, 16.01.2015 tarihinde yapılan yol kontrolünde sanığın, mağdur ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ve nüfus cüzdanını görevli polis memurlarına ibraz etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği; aynı gün Dairemizde temyiz incelemesinde olan Adana 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/87 esas sayılı dosyasında ise, 31.10.2014 tarihinde yapılan yol kontrolünde sanığın bu sefer sahte plaka ve Enes Dağlı adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile yakalandığının iddia edildiğinin anlaşılması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 esas ve 2014/202 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde dahi bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, her iki olayın gerçekleşme tarihlerinin birbirine yakın olması ve farklı kişilere yönelik sahte belgeler kullanılması da dikkate alınarak sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, her iki dava dosyasının birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması, yasaya aykırı, 4- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.