20. Ceza Dairesi 2018/5903 E. , 2020/1514 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : a)Mahkûmiyet; İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2018 tarihli 2018/45 esas ve 2018/218 sayılı kararı
b)İstinaf başvurusunun esastan reddi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza
Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, 08.03.2018 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile 5271 sayılı Kanun"un 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca; takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen hüküm sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak,
Sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde; “Dosya kapsamında delil olarak sadece olay tutanağının bulunduğunu, tutanağın hiçbir maddi delille desteklenmediğini, parmak izi araştırması yapılmadığını, olay yerinde suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği yerin ve başkaları tarafından buraya konulmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesi için de keşif yapılması gerektiğini, sadece olay yerinin camiye olan uzaklığını ölçmek için keşif yapıldığını, aleyhe delil toplama dışında sanık lehine olabilecek delil araştırılmasına gidilmediğini, olay yerine ilişkin kamera kayıtlarının getirtilerek incelenmesi gerektiğini, tutanak tanıklarından birinin dinlenmediğini, çelişkilerin ortadan kaldırılması için sanığa ait HTS kaydının istenmesi gerektiğini, suça konu uyuşturucu maddenin sanığa aidiyetinin gerekirse moleküler genetik inceleme yaptırılarak belirlenmesi gerektiğini, sanığın uyuşturucu madde kullanıcısı olup olmadığının tespitinin yapılmadığımı, ceza muhakemesinde görgü deliline dayanılıyorsa bu görgü delilinin yargılama makamı önünde doğrulanması gerektiğini,aksi takdirde hükme esas alınamayacağını, yapılan adli arama işlemine ilişkin sonradan mahkeme kararı alınmadığını, CMK"nın 119. maddesi, Anayasa’nın 20. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 2015/41 E., 2017/98 K. sayılı ve 04.05.2017 tarihli kararı gereği adli arama kararı alınması gerektiğini, ihbarı yapan kişinin tespit edilerek dinlenilmesi ve yüzleştirme yapılarak teşhis işlemi yapılması gerekirken yapılmadığını, CMK 210/1. fıkrasında yer alan usül hükmüne riayet edilmediğini, ani gelişmiş bir olay ve suçüstü halinin olayda söz konusu olmadığını, kolluğun planlı teknik takip yaptığını, isnat edilen fiil ile fail arasında uygun illiyet bağının kurulamadığını, cezanın üst sınırdan verildiğini, TCK’nın 188/4-b maddesinin uygulanmasının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, mahkemece sanığın üzerinden çıkan paranın uyuşturucu satışından elde edildiğine dair delil olmadığından iadesine karar verildiği halde,uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasının usulsüz olduğunu, mahkemenin eksik araştuırma ile hüküm kurduğunu ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi kararının hukuka aykırı olduğunu” belirtmeleri karşısında, temyiz istemlerinin CMK’nın 294/2.maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükme yönelik “istinaf başvurusunun esastan reddine” ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5.Ceza Dairesi’nin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin CMK’nın 302/1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik CMK’nın 304/1. fıkrası uyarınca dosyanın İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesine, karardan bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5.Ceza Dairesine gönderilmesine, 04.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.