10. Hukuk Dairesi 2018/216 E. , 2018/870 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ....Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, ödeme emirlerinin zamanaşımı nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,.... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, kendi adına düzenlenip tebliğ edilen 2007/3767, 2014/59144, 2014/59147 Sayılı ödeme emirlerinin zamanaşımı süresi geçtikten sonra gönderilmesi nedeniyle zamanaşımı nedeni ile iptalini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, ödeme emirlerinin zamanaşımına tabi olsa da 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu nedenle henüz zamanaşımı dolmadığını, ayrıca kesen sebepler mevcut olduğunu, yapılan kurum işlemlerinde herhangi bir hata bulunmadığını beyan ederek davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
...14. İş Mahkemesince, Somut olayda, 1998, 1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarına ait prim borcu ve gecikme zamlarının 3917 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden sonrasına ve 5198 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 06.07.2004 tarihinden öncesine ilişkin devrelere ait olup, dava konusu olayda söz konusu borçlar için 6183 sayılı kanun 102 ve devamı hükümlerine göre 5 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiği, tebliğ tarihinden önce belirtilen dönemlere ait borçlar için zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeni ile davacının dava konusu ödeme emirlerinin iptali talebinde haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir..
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı kurum vekili, istinaf yolu ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
B-Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 21.11.2017 günlü ilamı ile takibe konu borcun ait olduğu dönemde yürürlükte olup dava konusu dönem yönünden uygulanması gereken 506 sayılı Kanun"un 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden, 6183 sayılı Kanun"un “Tahsil zamanaşımı” başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanmaktadır. Anılan madde hükmüne göre, zamanaşımı süresi, beş yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yıl başı olarak belirlenmiş olup; ödeme emrinin tebliğ edildiği 05.01.2017 tarihine kadar davacı yönünden herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği ve bu haliyle borcun zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla; istinaf kanun yoluna başvuran SGK Başkanlığı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı; ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ EDEN:
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı davalı Kurum avukatı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar, davalı avukatı tarafından, davaya konu ödeme emirlerinde zamanaşımının 5 yıl değil 10 yıl olarak uygulanması gerektiği, ayrıca zamanaşımını kesen sebeplerin bulunduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
2014/59144 ve 2014/59147 Sayılı ödeme emirlerine konu prim borçlarının zamanaşımı irdelemesi yönünden;
506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8.maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Yasanın yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir. Zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu tarihler arasındaki döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, 1998/7 -2002/2 aylar arasında kalan prim ve işsizlik borçları yönünden zamanaşımı süresi 5 yıl olup mahkemece bu yönden yapılan değerlendirme yerindedir.
2007/3767 sayılı idari para cezasını konu edinen ödeme emri yönünden ise, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 140. maddesi olup gerek anılan maddede, gerekse 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
06.05.1993 tarih ve 3910 sayılı Yasa ile değişik 140. maddenin son fıkrasına göre idari para cezalarının tahakkuk ve tahsilâtında 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı düzenlenmiş, anılan fıkra 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 51’inci maddesiyle, “fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilemeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar.” şeklinde değiştirilmiş, sonrasında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun aynı başlıklı 102’nci maddesinde, idari para cezalarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlayacağı öngörülmüştür.
Eldeki davada ise, 2001 yılı 9 ve 11 ayları konu edinen ödeme emri bakımından, idari para cezasının fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve neticede bir cezai yaptırım olan idari para cezasında, cezaların şahsiliği ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkelerinin uygulanması gerektiği gözetilerek, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ödeme emrine konu tüm idari para cezaları yönünden de zamanaşımı süresinin gerçekleştiğinin gerekçede belirtilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile ...14. İş Mahkemesinin 11.05.2017 tarihli hükmünün gerekçesinin son paragrafının altına, "Dava konusu ödeme emirlerinden 2007/3767 sayılı ödeme emrinin 2001 yılına ait idari para cezalarını konu edinmesi ve yasal değişiklik öncesi olmakla 10 yıllık, prim ve işsizlik borçlarının konu edinen diğer ödeme emirleri bakımından ise 06.07.2004 öncesi döneme ait olduklarından 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, tüm ödeme emirlerinin de zamanaşımı süresi geçtikten sonra davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla, davanın kabulü ile takibe konu ödeme emirlerinin iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." Paragrafının yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmün bir örneğinin ...Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ...14. İş Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.