11. Ceza Dairesi 2017/8118 E. , 2017/6169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : 2007 takvim yılı için beraat, 2006 takvim yılı için mahkumiyet
1-Sanık hakkında “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği” iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek, 12.10.2006 ve 28.11.2006 tarihlerinde düzenlenen yoklama fişleri dışında, düzenlenen hiçbir faturada, beyannamede ve belge teslim formlarında imzasının bulunmadığını, kendi adına sahte fatura düzenleyen kişinin .... olduğunu belirtmesi, sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura oluşu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, alım-satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların, Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sanığın düzenlediği iddia olunan faturalardan, 2006 yılına ait olanların yalnızca fotokopiden ibaret olması, 2007 yılına ait fatura asılları veya onaylı örneklerinin de dosya içerisinde bulunmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; suça konu fatura asılları ya da onaylı suretlerinin duruşmaya getirtilip incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturalardaki yazı ve imzalar ile sanığa ait tarh dosyasında asılları mevcut ve sanık tarafından imzalanmış görünen, dilekçe, beyanname, belge teslim formları, kira sözleşmesi ve diğer belgelerdeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanığın savunmasında bildirdiği ....’ın açık kimlik ve adres bilgilerinin tespitiyle CMK"nın 48. maddesi uyarınca tanık sıfatıyla beyanına başvurulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin de aynı madde gereğince dinlenerek, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulmasından sonra, toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-Kabule göre de;
a-2006 takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlenmesi nedeniyle zincirleme biçimde işlenen suçtan dolayı sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini,
b-5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediği takdirde ertelenen cezanın tamamen infazına” denilerek infazın kısıtlanması,
c-Ertelenen hapis cezasının kısa süreli olmadığı ve bu itibarla, kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanması gereken ve 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının tatbikine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, hükmolunan cezanın ertelendiğinden bahisle bu maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, mahkûmiyet hükmüne yönelik aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek sanığın 2006 yılında işlediği iddia olunan suç nedeniyle kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.