23. Hukuk Dairesi 2015/3678 E. , 2015/8432 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2015 yılı için 21.220,00 TL"dir.
Temyize konu 03.03.2015 tarihli kararda kabul edilen miktarın 3.126,18 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, 06.11.2013tarihli genel kurul kararı uyarınca ödenmesi gereken ancak ödenmeyen Mayıs ayına ait 375,00 TL ile Haziran, Temmuz, Ağustos 2013 aylarına ait 875,00 TL aidat toplam bedeli ve faizlerle birlikte davalı hakkında 3.126,18 TL olarak işin icra takibi yapıldığını, davalının borca ve takibe itiraz ederek takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin üyeliği devralmadığını, tapuda ferdileşen gayrimenkulü bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, bu nedenle kooperatif ortağı olmadığını, ortaklığa giriş şartlarının da Kooperatifler Kanun"un 8. maddesinde belirtildiğini, ortaklık başvurusu yapılmadığı sürece kooperatif ortağı olunamayacağı ve ortaklığa zorlanamayacağını, bu nedenlerle müvekkilinin davacı kooperatife bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tapu kaydına göre kat mülkiyeti kurulup davalı adına tapu verilmesinin 28.02.2014 tarihinde gerçekleştiği, bu tarihin dava tarihinden sonraki bir tarih olduğu, belirtilen tarih dikkate alındığında " ben paramı verip tapuyu devraldım. O tarihte bir borç yoktur. " iddiasının askıda kaldığı, davalının aldığı dairenin kooperatif dairesi olduğunu bildiği, kooperatife olan üyelikten kaynaklanan borçları devraldığı, üyenin karşılayacağı iddiasının devralınan kişiye karşı ileri sürebilecek bir savunma olduğu, kooperatifin alacağına icra takibi yapmakta haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, Isparta 3. İcra Müdürlüğü"nün 2013/5091 esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına, asıl alacağın %20"si olan 625,23 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davada, davacı kooperatifin 06.01.2013 tarihli genel kurulunda alınan karar gereği kooperatif borçlarının ödenmesi amacıyla ortaklara paylaştırılan borç tutarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istenmektedir. Davalı ise savunmasında öncelikle, davacı kooperatife üye olmadığını, aksine maliki olduğu taşınmazı sadece satın aldığını savunmuştur. Gerçekten de, davalının taşınmazı 06.08.2012 tarihinde tapuda satın aldığı ve işbu kat irtifak tapusunun daha sonra 28.02.2014 tarihinde kat mülkiyetine dönüştürüldüğü dosya kapsamındaki belgelerle sabittir. Bunun dışında, davacı yanca davalının kooperatif üyesi olduğuna dair herhangi bir delil ibraz edilememiştir. Esasen taşınmaz mülkiyetinin kazanımı ile kooperatif üyeliği farklı hususlar olup taşınmaz mülkiyetinin devralınması kooperatifin de üyesi olunduğu anlamına gelmez.
Bu itibarla, mahkemece davanın reddi yerine davalının taşınmazı devraldığı tarihte de hataya düşülerek ilk satın alım tarihi olan 06.08.2012 tarihi değil kat irtifakının kat mülkiyetine çevrildiği tarih olan 28.02.2014 tarihi olarak kabulüyle bundan hareketle davalının taşınmazı devraldığı tarihte borçlu olduğunu bildiği gibi bir sebeple ve esasen taşınmaz devriyle kooperatif üyeliğinin farklı şeyler olduğu da gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, diğer hususların incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.