20. Hukuk Dairesi 2016/873 E. , 2017/8899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 17.10.2011 tarihli dava dilekçesi ile; ... ili, ... ilçesi, ...köyü 2862 parsel sayılı taşınmazın mahkeme kararı ile tescil olduğunu, orman ile bir ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/863, 2011/1972, 2011/1972 ve 1973 sayılı dosyaları ile kamulaştırma davasına konu olduğunu iddia ederek, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına yapılan tespite yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; ... ili, ... ilçesi, ...köyü 2862 parsel sayılı taşınmazın 15.07.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (B1) ile gösterilen 1572,74 m² ve (B2) ile gösterilen 971,58 m²"lik kısımlarının davacıların murisi ... kızı ... mülkiyetinde olduğunun tespitine, (A) harfi ile gösterilen 6584,56 m²"lik kısmının orman vasfıyla Hazine mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiş, davacı kişiler ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/10/2014 gün ve 2014/6781-8219 sayılı kararında “...bilirkişi raporunda (B1) ve (B2) harfler ile gösterilen orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığından Davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile davacı gerçek kişilerin bu kısma ilişkin davalarının reddine karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü, Dava konusu taşınmazın asliye hukuk mahkemesinin 1989/85 E. - 1991/196 K. sayılı davası sonucu hükmen tescil edilmiş olup, her ne kadar bu davada Orman Yönetimi taraf değil ve bu hüküm Orman Yönetimi açısından kesin hüküm oluşturmasa da güçlü delil olarak değerlendirmeye alınması gerekirken, temyize konu dosyada bu hususta bir değerlendirme yapılmadan ve bilirkişi raporları denetlenmeden hüküm kurulduğu, 1989/85 - 1991/196 karar sayılı tescil dosyasında yapılan keşif sonucu Orman Mühendisi Kemal Balkay tarafından düzenlenen orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın çok önceleri makilik sahadan açılmak ve imar ihya yapılmak sureti ile meyve bahçesi haline getirildiği, batısı, kuzeyi ve güneyinin maki florası ile kaplı olduğu belirtilmiş olmasına karşın, temyize konu dosyada düzenlenen ve hükme dayanak alınan 14.07.2013 tarihli orman bilirkişileri kurulu raporunda (A) harfi ile işaretli kısmının memleket haritasında yeşil alanda, hava fotoğrafında siyah renkli alanda kaldığı ve orman sayılan yer olduğu belirtilmiştir. Rapora ekli memleket haritası incelendiğinde (A) harfli kısmın yeşil alanda kaldığı doğrudur. Ancak, bu kısmın haritada çalılık rumuzu ile işaretlendiği ve memleket haritasına bakıldığında eğimin yüksek olmadığı anlaşılacaktır. Dolayısı ile bu kısmın 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamında olmadığı ve tescile esas dosyada alınan orman bilirkişi raporunun da bu hususu doğruladığı, taşınmazın yalnız (B1-B2) kısımlarının değil tamamının ormana sayılmayan yer niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, dava konusu taşınmaz kamulaştırma nedeni ile tapudan terkin edildi ise lehine kamulaştırma yapılan enerji piyasası denetleme kurulunun da dava taraf olarak yer alması gerekeceğinden taraf teşkili sağlanmalı ve deliller toplandıktan sonra hüküm kurulmalıdır....” denilerek gerçek kişiler vekilinin bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu kısım yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay kararına uyulduktan sonra, ... davaya dahil edilerek davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tam paylı olarak ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, dava konusu taşınmaz, ... Barajı suları altında kaldığından ve artık tescile karar verilemeyeceğinden, bu nedenle taşınmaz mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde "taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline" şeklinde hüküm kurulması doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 2 numaralı bendinde yer alan ".... adına tapuya kayıt ve tesciline" sözcüklerinin hükümden çıkartılarak, bunun yerine "... ...’nun mülkiyetinde olduğunun tespitine" sözcüklerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 06/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi.