Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/2702 Esas 2018/1624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2702
Karar No: 2018/1624
Karar Tarihi: 15.02.2018

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/2702 Esas 2018/1624 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak alkollü araç kullandığına dair somut bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkumiyet hükmü bozulmuştur. Temyiz itirazları kabul edilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- TCK\"nın 179/3-2 maddesi: Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu
- TCK\"nın 62. maddesi: İddianamenin şekli ve içeriği
- TCK\"nın 53. maddesi: Ceza hukukunda kanunların geriye yürümezliği ilkesi
- TCK\"nın 58/6. maddesi: Trafik güvenliğinin tehlikeye sokulması sonucu ölüme neden olma suçu
12. Ceza Dairesi         2017/2702 E.  ,  2018/1624 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
    Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 62, 53, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, beraat kararı verilmesi gerektiğine, lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm tesis edilmiş ise de, sanığın alkollü araç kullandığına dair dosya kapsamında tespit bulunmadığı gibi, kişisel gözlem de yapılmadığı anlaşılmakla, beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyetine dair hüküm tesis edilmesi,
    Kabule göre de;
    1-Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Doğanhisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/94 Esas, 2014/113 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 254. maddesi uyarınca, aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri ilgili mahkemece yerine getirildikten sonra, sanık hakkında bahsedilen ilam esas alınarak TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinde ve,
    2-TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.