MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya suh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı (... yönelik), çocuğun basit cinsel istismarı (... yönelik iki kez)
HÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet (iki kez)

İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan mağdureler vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Kayden 13.08.2001 ve 18.02.2003 doğumlu olup kovuşturma evresi sırasında onbeş yaşını tamamlamamış olan mağdureler ... ile ... kanuni temsilcisi olan babaları müşteki ... kovuşturma evresinde 14.08.2013 tarihli celsede sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ederek vaki şikayetinden vazgeçmesi karşısında; 17.05.2013 tarihli celsede katılan mağdureler, vekilleri ile müşteki ... hakkında verilen katılma kararlarının 5271 sayılı CMK"nın 243/1. maddesine uyarınca hükümsüz hale geldiği ve bu nedenle mağdureler için yaş küçüklükleri nedeniyle aynı Kanunun 234/2. maddesi gereğince tayin edilen vekilin mağdureler adına kamu davasına katılmaya ve kurulan hükümleri temyiz hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık ile müdafiin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.05.2014 gün ve 2013/14-287 Esas, 2014/273 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şikayet ve katılma konusunda ayırt etme gücü olmayan mağdurların kanuni temsilcisi ile CMK"nın 234/2. madde ile görevlendirilen vekilin iradelerinin çelişmesi halinde kanuni temsilcinin iradesine üstünlük tanınmasının gerektiği, kayden 13.08.2001 ve 18.02.2003 doğumlu olup, kovuşturma evresi sırasında onbeş yaşını tamamlamamış olan ve dolayısıyla ayırt etme güçleri bulunmayan mağdureler ... ve ... kanuni temsilcisi olan babaları müşteki ... kovuşturma evresindeki 14.08.2013 tarihli celsede sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ederek şikayetinden vazgeçmesi karşısında, CMK"nın 234/2. maddesi uyarınca mağdurelere tayin edilen vekilin mağdureler adına kamu davasına katılmaya ve kurulan hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, mağdureler vekilinin sanık hakkında mahkemece bozmadan önce verilen 27.09.2013 gün ve 2013/112 Esas, 2013/198 Karar sayılı ilam ile verilen hükümlere yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi ve sadece sanık müdafiin temyiz istemi ile sınırlı olarak inceleme yapılması gerekirken, Dairemizce katılan mağdureler vekili ile sanık müdafiin temyizlerinin incelenmesi sonucu 20.03.2014 gün ve 2014/861 Esas, 2014/3706 Karar ilam ile, sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin sanık aleyhine bozulmasına karar verildiği anlaşılmış ise de, katılan mağdureler vekilinin reddedilmesi gereken temyiz isteminin Dairemizce sehven incelenmesinin sanık aleyhine sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, mahkemece bozmadan önce kurulan 27.09.2013 gün ve 2013/112 Esas, 2013/198 Karar sayılı ilamda sanık hakkında mağdureler ... ve ... yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçundan neticeten verilen 6"şar yıl 8"er ay hapis cezalarının 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı ve türü bakımından sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma kararı sonrası bu kez sanık hakkında neticeten ayrı ayrı iki kez 10"ar yıl 8"er ay hapis cezalarına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Sanık hakkında kurulan hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ile müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerde yer alan "Bu suretle sanığın NETİCETEN 10 YIL 8 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA" ibaresinin çıkartılarak yerlerine " Sanığın 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı gözetilerek 6 YIL 8 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA" ibaresinin eklenmesi ve sanıkla ilgili hükümlerde yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin çıkartılarak yerlerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.