12. Hukuk Dairesi 2019/274 E. , 2020/217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde borçluların icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe dayanak çekin keşide tarihinin tahrif edilerek üzerine paraf imza atıldığını, bu düzeltmenin ve paraf imzanın keşideci borçluya ait olmadığını, çekin bu haliyle kambiyo senedi vasfını kaybettiğini ileri sürerek takibin iptali talebinde bulundukları, mahkemece menfi tespit davası açılmadığı gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verildiği, borçlu yanca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
HMK"nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin keşideci tarafından paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise; inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. İmzaya veya paraf imzasına itiraz halinde ise, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin paraflı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Borçlunun söz konusu itirazları sabit olduğu takdirde; çekin TTK"nun 796. ve 808. maddelerinde (Eski TTK"nun 708. ve 720. maddeleri) öngörülen yasal süreden sonra ibraz edildiği sonucuna varılacak ve İİK"nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilebilecektir.
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, paraf imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazlar, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK"nun 266. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılmalıdır. Çek keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi gerekir. Ayrıca bu durum çekin kambiyo vasfını etkileyen bir husus olduğundan keşideci dışındaki borçlular da itirazda bulunabilir.
Hal böyle olunca, çekin keşide tarihinde değişiklik yapılmasına ilişkin parafın keşideciye ait olmadığı iddia edilmiş olmakla, dairemizin yerleşik içtihatlarına göre paraf imzanın sahteliği iddiası ve buna göre de keşide tarihinin önceki haliyle ibraz süresinin geçirilmiş olması senedin kambiyo vasfını etkileyeceğinden ve ciranta tarafından da bu husus ileri sürülebileceğinden, mahkemece, HMK"nun 266. maddesi uyarınca yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak keşide tarihi üzerindeki paraf imzasının keşideci imzası ile aynı el ürünü olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan ... Anadolu 11. İcra Hukuk Mahkemesi"nce 14.09.2017 tarihli celsede " Davacı yan takibe dayanak çekteki keşide tarihinin altındaki paraf imzanın keşideciye ait olmadığını iddia ettiğinden iş bu dosyada keşidecinin davanın taraf olmaması sebebi ile mahkememizce bu husus incelenemeyeceğinden davacı yana bu hususta ait olduğu hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açması için 20 günlük kesin mehil verilmesine aksi halde iş bu dava dosyasında keşideci davanın tarafı olmadığından paraf imzanın keşideciye ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesinin mahkemece yapılamayacağı hususunun davacı vekiline ihtar edilmesine" şeklinde ara karar tesis edilmesi ve akabinde davacı tarafın verilen kesin sürede belirtilen husustaki iddiaları yönünden menfi tespit davası açmadığından bahisle yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince bir karar verilmek üzere Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.