11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/9110 Karar No: 2017/6128 Karar Tarihi: 28.09.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/9110 Esas 2017/6128 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bir icra takip dosyasında kefil olduğu için kendisine ait olmayan bir isim ve T.C. kimlik numarasını kullanarak resmi belgeyi imzalamıştır. Suç kapsamında yer alan resmi belgede sahtecilik suçunu işlemiş ve hüküm giymiştir. Ancak aynı sanık daha önce dolandırıcılık suçunu işlediği için uzlaştırma işlemi yapılarak tekrar değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesi ile ilgili Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda 5237 sayılı TCK'nın 206, 157/1, 7/2, 58, ve 53. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
11. Ceza Dairesi 2015/9110 E. , 2017/6128 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın, Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2010/7030 icra takip sayılı dosyasındaki borca kefil olup ödeme taahhüdünde bulunarak icra müdürlüğü görevlisi tarafından düzenlenen belgelere akrabası olan ... adına imza atmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, borç ödeme taahhüt belgesindeki T.C. kimlik numarasının ve ... ismi altındaki imzaların sanığa ait olduğu anlaşılmakla; icra borcuna kefil olmak isteyen sanığın, kendisini akrabası olan ... olarak tanıtıp bu isim ve kimlik bilgisine göre düzenlenen tutanağı imzalamaktan ibaret eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, 2-Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/709 E. – 2010/203 K. sayılı ilamındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde yazılı dolandırıcılık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde tanımı yapılan dolandırıcılık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun ve hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde gereklilik bulunması, 3-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.