23. Hukuk Dairesi 2015/2959 E. , 2015/8403 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 18.06.2009 tarihinde imzalanan "Sistem Kullanım Anlaşması"nın 07.06.2012 tarihinde revize edildiğini, davalı şirketin müvekkiline 2009 yılı Temmuz ile 2012 yılı Mayıs ayı arasında ihlâl yapıldığı iddiasıyla 12 adet fatura düzenlendiğini, bu faturaların toplam bedelinin 1.059.941,37 TL tutarında olduğunu, söz konusu faturaların kayıtlara alınmayarak davalı tarafa yazı ile iade edildiğini, davalı tarafın 23.09.2009 tarihli yazısı ile 2009 yılı Temmuz döneminde bir ihlâlin bulunmadığının bildirildiğini, ancak daha sonra söz konusu faturaların gönderildiğini, davalı tarafça hukuki yollara başvurulacağı yönündeki yazı cevabı nedeniyle söz konusu fatura bedellerinin 19.06.2013 tarihinde ihtirazi kayıtla ödendiğini, herhangi bir ihlâlin söz konusu olmadığını, ayrıca ihlâl olsa dahi, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ihlâl sebebiyle cezai şart uygulanabilmesi için kullanıcıya yazılı bir uyarıda bulunulması ve bu uyarıda ihlâlin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, bu hususun yerine getirilmemesi nedeniyle ceza faturalarının esas ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek, 1.059.941,37 TL"nin ödeme tarihi olan 19.06.2013 tarihinden itibaren avans faiziyle istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın adli yargının görev alanında olmadığını, idari yargının görevli olduğunu, ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre oluşan ihlâl nedeniyle yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu, Sistem Kullanım Anlaşması"nın 10. maddesinde düzenlenen bazı ihlâllerin süreklilik arzeden ve dolayısıyla düzeltilebilecek ihlâller olmadığını, gerçekleştiği anda sona eren ihlâller olduğundan somut olay yönünden önceden uyarı yapılmasının sonuca etkili olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın sistem kullanım anlaşması nedeniyle davalı tarafından kesilen ve davacı tarafça ödenen cezai şarta ilişkin fatura bedellerinin iadesi istemine ilişkin olduğu, tarafların özel hukuk hükümleri çerçevesinde sözleşme imzaladıkları ve sözleşme kapsamındaki cezai şartın da özel hukuk hükümlerine göre belirlenmiş olması sebebiyle uyuşmazlığın adli yargının görev alanına girdiği, taraflar arasındaki Sistem Kullanım Anlaşması"nın 10. maddesinde kullanıcının ilgili mevzuat ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlâl etmesi ve söz konusu ihlâli davalı tarafın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içerisinde sona erdirmemesi durumunda davalının cezai şart uygulayacağının düzenlendiği, somut olayda davalı tarafça ihlâl tarihi itibariyle iletim sistemi kullanıcısı davacıya bir uyarıda bulunulmadığından ve ihlâlin giderilmesi için süre verilmediğinden uygulanan ceza işleminin sözleşmelere aykırı olduğu, ayrıca, davacının, davalı tarafın gönderdiği faturalara ilişkin ödeme yaparken ihtirazi kayıt ileri sürmesi nedeniyle dava tarihinden faize hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile, 1.059.941,37 TL"nin ödeme tarihi olan 19.06.2013 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte istirdadına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu edilen edilen faturaların Temmuz 2009-Mayıs 2012 dönemine ilişkin olması nedeniyle, somut olayda uygulanması gereken taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmasının cezai şartlar kısmını düzenleyen 10. maddesi, "Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması ve bu Anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlâl etmesi, söz konusu ihlâli ... uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda ...., aşağıda belirlenen cezai şartları uygulayacaktır. ... uğradığı zararlar ayrıca tazmin edilecektir." hükmünü içermektedir. Hangi ihlâlin hangi cezayı gerektireceği ve hesap şekli, bu 10. madde hükmü sonrasında tablo halinde sıralanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu ihlâl, bu tabloda, "İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin İletim Sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması" olarak tanımlanmış olup, tabloda bu ihlâlin karşısında, " kullanıcının o ayki sistem kullanım fiyatına göre hesaplanan bedelin %50"si oranında ceza uygulanır. Ceza 00.00-24.00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır. " şeklinde ceza yaptırımına yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, kullanıcı davacı tarafından iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekeceği endüktif reaktif enerjinin/vereceği kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması durumunda, davalı ... tarafından uyarıda bulunulması, uyarıya verilen süreye rağmen ihlâlin sona erdirilmemesi durumunda ikinci bir uyarı yapılmasına ve süre verilmesine gerek kalmaksızın cezai şartın uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı TEİAŞ tarafından ilk ihlâlin gerçekleşmesi durumunda, sözleşmeye uygun bir uyarının yapıldığı yönünde herhangi bir savunma ileri sürülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.