Esas No: 2022/6331
Karar No: 2022/9097
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/6331 Esas 2022/9097 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi, beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan sanık hakkında mahkumiyet kararı verdi. Ancak, dosyada mevcut adli sicil belgesine göre herhangi bir mahkumiyet kaydı olmayan ve duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz davranışları bulunmayan sanık hakkında pişmanlık göstermediği için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verildi. Sanık müdafisinin temyiz itirazları yerinde bulunarak karar bozuldu.
Kanun maddeleri:
- 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi: Davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi.
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237/2. maddesi: Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağı.
-
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelemesinde;
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosyada mevcut adli sicil belgesine göre herhangi bir mahkumiyet kaydı olmayıp, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz davranışları bulunmayan sanık hakkında pişmanlık göstermeyen tavırları şeklindeki yetersiz gerekçeyle 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.