
Esas No: 2015/10460
Karar No: 2017/3478
Karar Tarihi: 22.05.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/10460 Esas 2017/3478 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 38 parsel sayılı taşınmaz ... adına, 124 ada 7, 129 ada 4, 136 ada 2, 140 ada 4, 143 ada 26, 149 ada 6 ve 150 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar ise komisyon kararı ile ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazlarda pay sahibi olduğu iddiasına dayanarak dava açmış, yargılama sırasında taşınmazların metrekarelerinin eksik tespit edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, taşınmazların komisyon tutanağındaki gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının incelenmesi neticesinde, dava konusu taşınmazların zaten davacı ve ailesine ait olduğunun görüldüğü, bu nedenle davacının davasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava dilekçesinin hangi unsurları taşıması gerektiği 6100 sayılı HMK"nın 119/1. maddesinde açıklanmıştır. Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca; tamamlanması mümkün olan eksikliklerin süresi içinde tamamlanmaması ya da dilekçede tamamlanamayacak eksikliklerin bulunması halinde mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir. Somut olayda, davacı, hasımsız olarak açtığı dava ile dava konusu edilen parsellerin hisse oranında adlarına tescilini talep etmiş, 07.05.2015 tarihli celsede ise dava dilekçesini tekrar ettiğini ve dava konusu taşınmazların eksik yüzölçümlü olarak tespit edildiğinden bahisle dava açtığını beyan etmiştir. Mahkemece kadastro davalarının çekişmeli yargı işi olduğu ve hasımsız dava açılamayacağı hususu göz ardı edilmiş, davacıya davası tam olarak açıklattırılmamış, davanın konusunun taşınmazlardaki yüzölçümü eksikliği mi yoksa taşınmazların davacı adına tescili mi olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik değerlendirme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; mahkemece, davacıya davalı olarak kimleri gösterdiğini bildirmesi için HMK"nın 119. maddesi uyarınca süre verilmeli, davacı tarafından verilen süre içerisinde eksikliğin tamamlanması halinde davacıya davası açıklattırılarak talebi kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra işin esasına girilerek sonuca göre bir karar verilmeli, davacı taraf kendisine verilen süre içerisinde dava dilekçesindeki eksikliği gidermezse "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.