11. Hukuk Dairesi 2019/1619 E. , 2020/82 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/02/2019 tarih ve 2017/113-2019/86 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin antreposunda davalıya ait 16 adet 5020 kg ağırlığındaki kauçuk eşyanın bulunduğunu, antrepoda bekleyen malların davalı tarafça teslim alınmadığı gibi müvekkilinin alacağının da ödenmediğini, bunun üzerine alacağın ödenmesi için Kocaeli 1. Ticaret Mahkemesinin 2009/243 Esas sayılı dosyası ile açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, karar üzerine yapılan icra takibi üzerine davalı tarafça borcun icra dosyasına ödendiğini, ancak 20/08/2010 tarihinden günümüze kadar geçen döneme ilişkin ardiye ücretinin ödenmediğini, malların depoda bulunmasından dolayı masraflar yapıldığını ve yer tutmasından dolayı maddi kayıplarının büyüdüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava tarihi ile ıslah tarihi arasındaki ardiye ücretini de talep ederek talebini 144.981,56 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davadan önce 06/12/2007 tarihinde Halkalı Gümrük Müdürlüğüne 159579 kayıt numarası ile müracatta bulunduklarını ve 23.10.2007 tarihli antrepo beyannamesi muhteviyatı için tasfıye hükümlerinin uygulanmasını istediklerini, bu tarihten sonra malın Gümrük İdaresinin mülkiyetinde olduğunu bu nedenle kendisinden ardiye ücreti talep edilemeyeceğini, ayrıca antrepoya bırakılan malların değerinin çok düşük olduğunu, buna nazaran talep edilen ücretin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, Gümrük Kanunu"nun 101. maddesine göre antreponun ardiyede bekleme süresi konusunda her hangi bir sınırın mevcut olmadığı, tasfiye konusunda antrepo işleticisinin herhangi bir görev veya sorumluluğunun bulunmadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda Gümrük Eşyası Tasfiye Yönetmeliği"nin 30. maddesi hükümleri nazara alınarak antrepo işleticisinin sorumlu olduğu konusunda değerlendirme yapılmış ise de Gümrük Kanunu, Gümrük Yönetmeliği, Tasfiye Yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde bilirkişinin belirttiği kanate ulaşmanın mümkün olmadığı, Tasfiye Yönetmeliğinin 30. maddesinde tasfiyelik hale gelen eşya yönünden ardiye işleticisine yükümlülük getirmiş olup, Gümrük Kanunu 101/1 ve Gümrük Yönetmeliği 164/1. maddeleri uyarınca antrepo konusu emtianın antrepo rejimi altında kalış süresi sınırsız olup, davaya konu antreponun tasfiyelik hale geldiği veya bu halde olduğu konusunda her hangi bir iddia ve ispatın söz konusu olmadığı, bu nedenle davacıya her hangi bir sorumluluğun yükletilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 95.555,05 TL alacağının 30.000,00 TL"sinin 20/08/2013, 65.555,05 TL"sinin 17/11/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
1- Dava, antrepo ücretinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, her ne kadar bilirkişi raporunda antrepo işleticisinin sorumlu olduğu konusunda görüş bildirmiş ise de, Gümrük Kanunu"nun 101. maddesine göre antreponun ardiyede bekleme süresi konusunda her hangi bir sınırın mevcut olmadığı, tasfiye konusunda antrepo işleticisinin her hangi bir görev veya sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, emtianın antrepoya bırakıldığı 04.10.2007 tarihinden 20.08.2010 tarihine kadar geçen süreye ilişkin antrepo ücretinin davalı tarafından daha önce mahkeme kararına istinaden tahsil edildiği, işbu davada ise 20.08.2010 tarihinden itibaren antrepo ücreti talep edildiği anlaşılmaktadır. Gümrük Kanunu"nun 101 . maddesi gereğince emtianın antrepo rejimi altında kalış süresi sınırsız olmakla beraber gümrük idarelerince gerek görülen hallerde, eşyaya gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanım tayin edilmesi amacıyla yeni bir süre belirleyebileceği düzenlenmiştir. Diğer taraftan Gümrük Yönetmeliğinin 346 maddesinin 3. fıkrasında Müşteşarlığın eşyanın antrepoda kalabileceği süre konusunda belirleme yetkisi olduğu ayrıca beşinci fıkrada, antrepoda bulunan eşya için bir süre tayin edilmişse bu sürede kaldırılmayan eşyanın Gümrük Kanununun 177"nci maddesinin (g) bendi uyarınca tasfiye edileceği düzenlenmiştir. Bu kanuni düzenlemelere dayalı olarak Gümrük Müşteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından 13.08.2010 tarihinde yayımlanan 2010/41 sayılı Antrepolarda Uzun Süre Bekleyen Eşyalara İlişkin Genelge ile antrepolarda uzun süre bekleyen emtialara ilişkin uygulanacak hükümler getirmiştir. Söz konusu genelgede 6 ayı aşan süreyle gümrük gözetimi ve genel denetimi altında olan genel antrepolarda bulunan ancak sahipleri tarafından işlemleri takip edilmeyen eşyaya yeni bir gümrükçe onaylanmış işlem veya kullanıma tabi tutulması amacıyla antrepo işleticisi tarafından sahibine tebligatta bulunma ve gümrük idarelerine bildirimde bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak, davacı antrepo işleticisi tarafından bu genelge yürürlüğünden sonra 6 ayı geçmiş olmasına rağmen emtia sahibine tebligat ile gümrük idarelerine bildirimde bulunduğuna dair dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 04.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere talep edilen ardiye ücreti söz konusu genelgeden sonraki döneme ilişkin olup, davacı antrepo işleticisinin, sahibi tarafından alınmayan emtiaya ilişkin olarak durumu gümrük idaresine bildirim yükümlülüğü ve bu tür emtiayaya ilişkin tasfiye işlemleri başlatma ödevi bulunduğu hususu göz önünde bulundurmak suretiyle ve ayrıca 25.06.2013 tarihli Tasfiye Yönetmeliğinin 30. maddesindeki düzenlemeler gereğince de tasfiye işlemleri nedeniyle eşyanın antrepoda kalacağı süreler ve davacı antrepo sahibinin BK"nın 98/2. maddesi delaleti ile BK"nın 44. maddesi gereğince hakettiği ücretten bir indirim yapılması gerekip gerekmediği hususlarının da değerlendirilip tartışılarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 06/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.