14. Hukuk Dairesi 2017/358 E. , 2017/9501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.04.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 19.12.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan bir kısım davalılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacılar ile İmmihan Kuru arasında 30.06.1973 tarihli satış vaadi sözleşmesinde ..., Yenimahalle, ... Köyü 2959 ve 2960 parsel sayılı taşınmazların satışının vaadedildiğini belirterek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır.
Bir kısım davalılar, kesin hüküm ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanı reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ve mirasçıları tarafından dava konusu yapılan 1794 parselin de yer aldığı taşınmazlarla ilgili aynı satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak davalı murisleri İmmihan Kuru aleyhine tapu iptali ve tescil davası açıldığı, açılan davanın görüldüğü 4. Sulh Hukuk Mahkemesince dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olmadığı, bir başka şahıs adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle reddedildiği, bu konuda davacı tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı, diğer taşınmazlarla ilgili hüküm oluşturarak kararın kesinleştiğinin görüldüğü, her ne kadar davacı vekili yanılgı sonucu vermiş olduğu kararın kesin hüküm oluşturmayacağını iddia etmiş ise de; 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2004/632 E. 2006/1829 K.sayılı 29/11/2006 günlü ilamı davamız yönünden konusu, dava sebebi ve taraflarının aynı olması nedeniyle kesin hüküm oluşturduğu, önceki kararın yanılgı sonucu reddi, şartları oluşan davada kesin hükmü ortadan kaldırmayacağı belirtilerek HMK 114/c ve 115/2 fıkraları gereğince, kesin hüküm nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/632 Esas, 2006/1829 Karar sayılı 29.11.2006 tarihli kararında tarafların işbu dosyanın taraflarıyla aynı olduğu, dava konusunun muris İmmihan Kuru"nun Mehmet Kuru"nun ölümü ile kendisine intikal eden ve 1794 parselin de içinde bulunduğu bir kısım taşınmazların 30.06.1973 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacıların murislerine satıldığı, ancak tapuda ferağ işlemi yapılmadığından bahisle davalıların murisi İmmihan Kuru adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili istemine ilişkin olduğu, dava konusu 1794 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın davalıların murisi İmmihan Kuru"nun adına kayıtlı pay bulunmadığından bahisle reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece, kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/632 Esas, 2006/1829 Karar sayılı dosyasında ... 1794 parsel sayılı taşınmazın tapusunun getirildiği ve mahkemece, maddi hata sonucunda 1794 parsel sayılı taşınmazda İmmihan Kuru"nun payı bulunmadığı belirtilerek davanın reddine dair verilen karar davamız açısından kesin hüküm oluşturmamaktadır. Bu davanın konusu ... Köyü, 1794 parselden imar görerek ifraz edilen 1259 ve 1260 parsel sayılı taşınmazlardaki davalıların murisi İmmihan Kuru"nun hissesinin iptali ile davacılar adına tescili istemine ilişkin olduğundan mahkemece davanın esasına girilerek satış vaadi sözleşmesi ve tapu kayıtları dikkate alınarak yapılacak inceleme sonucunda bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşündeyim. Sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.