Esas No: 2022/5298
Karar No: 2022/9106
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/5298 Esas 2022/9106 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkum edilmesine yönelik istinaf başvurusu reddedilmiştir. Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı davranarak savunma hakkını kısıtladığı ve gerekçe içermeyen bir karar verdiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Kararda, sanığın müdafisinin mazeretli olarak duruşmaya katılamadığı ancak mazeretinin kabul edilmediği ve tanıkların beyanların alındıktan sonra taraflara diyecekleri sorulmadan hüküm verildiği belirtilmiştir. Kanuna uygun düzenlenmemesi nedeniyle istinaf başvurusu kabul edilmiştir. İlgili kanun maddeleri : 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 5271 sayılı CMK'nın 150/3, 151, 188/1, 215 ve 217.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair İstanbul 6.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17.12.2021 gün ve 2021/517 Esas, 2021/544 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanığın üzerine atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nın 103/2. maddesinde öngörülen hapis cezasının alt sınırının beş yıldan fazla olması karşısında 03.10.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı ve 24.12.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı kanun hükmünde kararnameler ile yapılan değişiklikler de gözetilerek 5271 sayılı CMK'nın 150/3, 151 ve 188/1. maddeleri gereğince sanık müdafinin, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halleri saklı kalmak kaydıyla duruşmada hazır bulunma zorunluluğunun olduğu ve 17.12.2021 tarihli duruşmaya ilk kez mazereti nedeniyle katılamayıp, Özel Medicana Bursa Hastanesi tarafından verilen 16.12.2021 tarihli istirahat raporuyla mazeretini kanıtlayan sanık müdafisinin mazeretini kabul etmek gerekirken, yokluğunda duruşma yapılıp mahkûmiyet kararı verilerek aynı Kanunun 150/3 ve 188/1. maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
5271 sayılı CMK'nın 217. maddesinin birinci fıkrasında “Hâkim kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir” ve aynı Kanunun 215. maddesinin birinci fıkrasında ise “Suç ortağının, tanığın veya bilirkişinin dinlenmesinden ve herhangi bir belgenin okunmasından sonra bunlara karşı bir diyecekleri olup olmadığı katılana veya vekiline, ... savcısına, sanığa ve müdafiine sorulur.” hükümlerine yer verilmiş olup, bu kapsamda ilk derece mahkemesince tanık Eylül’ün beyanı alındıktan sonra taraflara diyecekleri sorulmadan yaptığı yargılama neticesinde anılan delilleri hükme esas alması karşısında, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınıp reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ile bunun hukuki nitelendirmesinin yapılması suretiyle delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği, bu kapsamda ilk derece mahkemesince çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün gerekçesinde sübutu kabul edilen eylem ile bunun vasıflandırılmasına ilişkin değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 230. maddesinde belirtildiği şekilde gerekçe içermeyen karar verilmesi karşısında anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 27.01.2022 gün ve 2022/159 Esas, 2022/176 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.