8. Hukuk Dairesi 2009/4144 E. , 2010/2495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile Bülent Dinçkol aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 5.Aile Mahkemesinden verilen 10.09.2008 gün ve 376/658 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ...... vekili; evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına tescil edilen, 6335 ada 10 parselde bulunan 8 nolu mesken, 3692 ada 301 parsel, 3637 ada 1 parsel ve 4257 ada 1 parsel de bulunan 1/8 arsa paylı dublex mesken bulunduğunu, ayrıca bankalarda davalıya ait hesapların olduğunu, vekil edeninin bu mal varlığının edinilmesine öğretmen olarak çalışmak, özel dersler vererek gelir elde etmek, ailesinden maddi destek almak suretiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazların parasal değerinin ½ sine isabet eden miktara mahsuben 40.000 YTL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile fazlaya ilişkin hakları yine saklı kalmak kaydıyla bankalarda belirlenecek olan mevduatın ½ sine mahsuben 10.000 YTL nin davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili ise, vekil edenine ait olan ve vekil edeninin kendi çalışmaları ve ailesinin maddi katkıları ile alınan dava konusu taşınmaz mal varlığının edinilmesinde davacı ...’ın hiç bir katkısı bulunmadığını zira;davalının 1999 yılında çalışmaya başladığını söz konusu taşınmazların ise onun çalışmaya başladığı 1999 yılından önce edinildiklerini, bankalarda da herhangi bir tasarrufun bulunmadığını, zaten bu durumun taraflar arasında görülen boşanmaya ilişkin dava dosyasında da belirlenmiş olması nedeniyle davacının 4257 ada 1 parselde bulunan dublex mesken ile 6335 ada 10 parselde bulunan 8 nolu meskene ait vekil edeni adına olan tapu kaydının iptali ile ½ hissenin adına tapuya tesciline ilişkin olan talebinin İzmir 4. Aile Mahkemesinin 2003/111 Esas ve 2005/1020 Karar sayılı hükmü uyarınca red edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “6335 ada 10 parsel de bulunan 8 nolu mesken ile 4257 ada 15 parselde bulunan dublex meskenle ilgili olarak davacının bu taşınmazlarda katkısının bulunduğunun kanıtlanamadığına dair kesinleşmiş mahkeme ilamının bulunması, diğer edinilme tarihleri tarafların evlenme tarihleri ve gelir durumlarına göre bu taşınmazların edinilmesine davalının babasının katkıları bulunduğu, davacının bir katkısının bulunmadığı, davalının banka mevduatının olduğunun da kanıtlanamadığı ...” görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 11.9.1986 tarihinde evlenmiş, 9.5.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 23.11.2005 tarihinde boşanmışlardır. Dosya arasındaki kayıt ve belgelere göre dava konusu 6335 ada 10 parselde bulunan 8 nolu mesken 28.7.1995 tarihinde, 3692 ada 301 parsel de bulunan dükkan 10.12.1992 tarihinde, 3637 ada 1 parselde bulunan işyeri 5.8.1993 tarihinde ve 4257 ada 15 parselde bulunan dublex mesken de 2.10.2000 tarihinde davalı adına tescil edilmiş olduğuna ve bu tarihler 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 743 sayılı TMK.nun yürürlükte olduğu; 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde eşlerin diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Bundan ayrı,aynı kanunun 153. maddesi gereğince eve kadın bakar. Başka bir anlatımla kadının eve ve çocuklarına bakması, ev işleri yapması onun yasal ödevidir. Eşlerden birinin edindiği mala diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez. Dosya arasında bulunan, davalı tarafından ibraz edilen ve davacının açık bir itirazına uğramayan kayıt ve belgeler ile dosya kapsamına göre, öğretmen olan davacının evlendiği tarihten ilk çocuklarının doğduğu tarihe kadar yaklaşık iki yıl gibi bir süre ile sigortalı olarak ve oldukça düşük ücretle çalıştığı, 1988 yılından 1997 yılına kadar kayıtlı ve düzenli bir çalışmasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının 1988 yılına kadar süren çalışmasına karşılık edindiği, düşük gelirin, çalışmasına son verdiği tarihten sırasıyla yaklaşık olarak 4-5 ve 7 yıl sonra davalı tarafından edinilen 3692 ada 301 parseldeki, 3637 ada 1 parseldeki ve 6335 ada 10 parseldeki bağımsız bölümlerin edinilmesinde katkı sağlayamayacağı hususunda duraksamamak gerekir. Her ne kadar davacının kayıtlı olarak çalışmadığı dönemlerde özel ders verdiği ve ailesinden yardım aldığı ileri sürülmüş ve bu husus davacı tanıklarınca doğrulanmış ise de, tanıklar; bu çalışmaların süresi, yoğunluğu ve karşılığında elde edilen gelirin ne olduğu, keza ailesinin ve babasının maddi katkılarının zamanı ve miktarı gibi somut bilgi içeren açıklamada bulunmamışlardır. Bu denli soyut denetimden uzak beyanlara dayanılarak katkının varlığının kanıtlandığından söz edilemeyeceğine göre, mahkemenin az yukarıda ada ve parsel numaraları yazılı 3 parça taşınmaza yönelik olarak davanın reddine karar vermesi doğru olmaktadır. Bundan ayrı davacı vekili tarafından, davalı adına olan ve soruşturulmasını istediği dönem ile banka şubelerinin adları 4.3.2008 hakim havale tarihli dilekçe ile bildirmiş ve istek doğrultusunda yapılan araştırma sonuçunda davalıya ait var olduğu ileri sürülen bir mevduatın varlığı belirlenememiştir. Bu durumda, mevduata ilişkin isteğin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle;davacı vekilinin bu yönlere ilişen temyiz itirazlarının reddi ile 6335 ada 10 parsel, 3692 ada 301 parsel ve 2637 ada 1 parselde bulunan bağımsız bölümler ile bankadaki mevduata ilişkin bulunan hüküm bölümlerinin ONANMASINA,
Davacı vekilinin 4257 ada 15 parselde bulunan dublex meskene ilişkin temyiz itirazlarına gelince; bu taşınmaza yönelik dava; İzmir 4. Aile Mahkemesinin 2007/376 Esas ve 2008/658 Karar sayılı kesinleşmiş ilamının bulunması nedeniyle red edilmiştir. Taraflar arasında görülen ve mahkemenin red gerekçesinin dayanağını oluşturan İzmir 4. Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasında, davacı ...’in bu taşınmaza ilişkin olan talebi tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin olup bedele ilişkin bir talep içermemektedir. Kaldı ki mahkeme bu isteği “...Davacının taşınmazların edinilmesindeki katkısının olduğuna ilişkin kanıtta getirilmediği, delilde toplanmadığından ...” bahisle red etmiştir. Bedele ilişkin bulunmayan böyle bir davanın delil toplanmadan red edilmesi halinde; görülmekte olan katkı payı alacağı isteğine dayanan dava bakımından hiç bir şekilde aleyhe durum oluşturmayacağının düşünülmesi gerekir. Bu nedenle mahkemenin 4257 ada 15 parsele yönelik olarak açılan davanın kesinleşmiş ilam bulunduğundan söz edilerek ret edilmesi isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş; dava konusu bu taşınmazın davacının düzenli olarak çalışmaya başladığı 1997 yılından sonra 2000 yılında edinilmiş olduğu dikkate alınarak ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tarafların çalışmalarını gösterir kayıtların tekrar kendilerinden istenilmesi yoksa nerede olabileceğinin sorulması ve belgelerin bulundukları yerlerden istenilmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bu taşınmazın edinilmesinde ailelerinin katkısına dair somut bilgi ve belge olup olmadığının değerlendirilmesi, davalının bu taşınmazı babasından veya ailesinden gelen kişisel malı ile edindiği sonucuna varılır ise davanın şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, kanıtlanamaz ise, tarafların uyuşmazlık konusu döneme ait olduğu belirlenen gelirlerinden kişisel harcamaları ile davalının 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacağı hususunda bir hukukçu ve bir muhasebeci veya mali müşavir bilirkişinin görüşlerinin alınması suretiyle davalıya ait taşınmazın edinilmesine davacının sağlayabileceği somut katkı miktarı belirlenmeli, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacının tasarruf oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağı tespit edilmeli ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler üzerinde tam olarak durulmadan, taraflar arasında görülen boşanma davasındaki duruma yanlış anlam verilerek dava konusu bu taşınmaz bakımından da red kararı verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 4257 ada 15 parselde bulunan dublex meskene ilişkin bulunan bölümünün HUMK.nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 14,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 11.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.