Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/585
Karar No: 2010/2491
Karar Tarihi: 11.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/585 Esas 2010/2491 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/585 E.  ,  2010/2491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Tescil ve Tazminat

    ... ve müşterekleri ile ... ve ihbar olunan Hazine aralarındaki tapu iptali tescil ve tazminat davasının reddine dair Mudanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.02.2009 gün ve 340/6 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ile ihbar olunan Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacılar vekili; 124 ada 73 parsel sayılı taşınmazın 120’şer m² lik bölümlere ayrılarak dava dilekçesine ekli senetler uyarınca 1994-1995 yıllarında davalı tarafından vekil edenlerine satılarak devredildiğini belirterek davalı adına olan tapu kaydının satılan yerlere isabet eden hisse oranında iptal edilerek vekil edenleri adına tesciline, tapu iptali ve tescil istemleri kabul edilmediği taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vekil edenleri tarafından davalıya ödenen satış bedellerinin denkleştirici adalet ilkeleri uyarınca ulaşacağı değerin davalıdan alınarak vekil edenlerine verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili 26.9.2007 günlü cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bir kısmının köy senetleri ile vekil edeni tarafından davacılara satıldığını, bu nedenle vekil edeni tarafından davacılara satılan 120’şer m² lik taşınmaz bölümlerinin davacılar adına tapuya tescili isteğine ilişkin bulunan davayı kabul ettiklerini, ancak davanın açılmasına sebep olmadıklarını, bu nedenle yargılama giderleriyle yükümlü tutulmamaları gerektiğini açıklamıştır.
    Mahkemenin gerekli bulması üzerine davanın ihbar edildiği, Hazine vekili ise; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın 3194 sayılı Yasanın 18/son maddesi hükmü uyarınca, bedele ilişkin davanın ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, esası davacılar vekili, vekalet ücretine ilişkin bölümü de Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu dışı yolla satın almaya dayalı mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda husumetin kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekir. Dava konusu 124 ada 73 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına kayıtlı olup mahkemenin gördüğü gereklilik üzerine davanın ihbar olunduğu Hazine vekilinin yargılama oturumlarına gelmesi, Hazineye kendiliğinden taraf sıfatı kazandırmayacağından ve aleyhine bir hüküm kurulmadığından Hazinenin hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı ve hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yararının bulunmaması nedeniyle reddi gerekmektedir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmelerinin yapılması yasaklanmış olup, söz konusu yasağın uygulanabilmesi için bu yerde imar planının bulunmaması gerekir.Dosya arasında bulunan Mudanya Belediye Başkanlığının 8.1.2010 gün 34 sayılı karşılık yazısında; dava konusu taşınmazın bulunduğu Mesudiye Köyünün Belediye sınırları dışında kaldığı bildirilmiş bulunduğuna göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planının olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kamu düzenine ilişkin bulunan düzenlemenin dikkate alınması sonucunda; davacıların tapu iptali ve tescile yönelik isteğinin reddine karar verilmesi doğru olmaktadır. Kanun koyucunun 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son fıkrasıyla getirdiği düzenleme; çarpık yapılaşmanın önüne set çekmek amacını taşımaktadır. Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün tapu iptali ve tescile ilişkin bölümünün ONANMASINA,
    Davacılar vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Ekim 1940 tarih 10/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi halinde satış parasının istenebileceği açıktır.Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin malvarlığından diğerinin malvarlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi , haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından istifade ederek kendi malvarlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Yine 7.6.1939 tarih 1936/31 Esas ve 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da; taşınmazın haricen satışına ve satış vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işte görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedeli geri vereceğini taahhüt etmiş ise, bu gibi uyuşmazlıklar Borçlar Kanununun 125. maddesine göre, on yıllık zamanaşımına bağlıdır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı ferağdan dönme ve vazgeçme tarihidir denilmektedir. İşte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkan dahilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olmaktadır. Somut olayda bu tarih, davanın açıldığı tarihtir. O halde davacı tarafın satış bedelini isteme hakkının doğduğu ve süresinde olduğu hususunda duraksamamak gerekir. Mahkemece; açıklanan ilkeler ve içtihatlar dikkate alınarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve sonucuna göre uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken bedele ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme hükmünün onamaya ilişkin bölüm dışında kalan tazminata (bedele) ilişkin kısmının HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL"nin temyiz eden davacılardan alınmasına 11.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi