12. Ceza Dairesi 2016/658 E. , 2018/1586 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 32/1, 57/1, 5271 sayılı CMK"nın 223/3-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içerisinde mevcut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenmiş olan 18/12/2013 tarihli raporda, “psikotik bozukluk” tanısı olduğu düşünülen sanığın, “işlediği suç ile ilgili olarak eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu eylemle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı, TCK"nın 32. maddesinden yararlanmasının uygun olacağı” kararına varıldığı belirtilmiş ise de;
26/11/2012 tarihinde gerçekleştirilen kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı yapmak fiili yönünden sanığın, bünyesinde 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi uyarınca inceleme ve değerlendirme yapmakla görevli ihtisas kurulu bulunan en yakın Adli Tıp Kurumuna veya bir üniversite araştırma hastanesinin psikiyatri ana bilim dalı başkanlığına ya da tam teşekküllü ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesine gönderilerek, akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış (32/1) ya da bu derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış (32/2) olup olmadığının tereddütsüz şekilde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, yetersiz rapora dayanılarak sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi,
Kabule göre de;
1- 24/01/2014 tarihli keşiften sonra düzenlenen arkeolog bilirkişi heyet raporunda, atılı suçun işlendiği kuyunun 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş olduğu, kuyuyu içeren arazinin de 19. yüzyıl sonunda Menemen"de sık görüldüğü üzere zeytinlik olarak kullanıldığı, henüz tescili yapılmamış alandaki tarımsal arkeolojiye ya da 19. yüzyıl Osmanlı arkeolojisine ilişkin buluntuların, alanın derhal tescil edilmesini gerektirdiği, suça konu kuyunun ve yeraltı kalıntılarının bulunduğu molozlu kısmın, 2863 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildiği halde, 11/07/2014 tarihli keşiften sonra başka bir arkeolog bilirkişi heyetince düzenlenen raporda, taşınmaz üzerindeki seramik buluntuları, duvar yıkıntıları, su havuzu ve su kuyusu gibi mimari kalıntıların, 19. ve 20. yüzyıllara ait bir çiftlik yaşantısını gösterdiği, kültür varlıkları bulmak amacıyla içine girilen kuyunun modern bir yapıya sahip olduğu, alanda, 19. ve 20. yüzyıllara ait az sayıdaki malzeme ve yapılar dışında arkeolojik nitelikte herhangi bir buluntuya rastlanmadığı, bu veriler doğrultusunda 2863 sayılı Kanun kapsamına giren bir durumun söz konusu olmadığı tespitine yer verildiği anlaşılmakla; olay yerinde yeniden keşif yapılarak, belirtilen iki rapor arasındaki çelişki giderilip, eylemin gerçekleştirildiği kuyu ile kuyunun bulunduğu taşınmazın, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesine göre korunması gerekli niteliği haiz olup olmadığının tereddütsüz ve kesin bir şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile karar verilmesi,
2- 5237 sayılı TCK"nın 57/1. maddesi uyarınca hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen sanığın, 5271 sayılı CMK"nın 325/1. maddesine göre yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.