4. Hukuk Dairesi 2016/9297 E. , 2016/11895 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :....
DAVA TAKİPÇİSİ : ...
DAHİLİ DAVALI : ..... vekili Avukat ...
Davacı ... dava takipçisi ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/12/2015 ve dahili davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine .... günlerinde verilen dilekçeler ile haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın giderilmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle usulden reddine dair verilen 04/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı adına dava takipçisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; kendisine ait tarla vasfındaki taşınmazın yaklaşık 420 m²lik bölümünden, "Mazruna Deresi Taşkın Koruma İşine" ait proje kapsamında kanal geçirildiğini, taşınmazında bulunan istinat duvarı ve tel örgülerin zarar gördüğünü belirterek, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; iddia olunan maddi zararın, idarenin hizmet kusurlarından kaynaklandığı gerekçesi ile yargı yolunun caiz olmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalılar yararına ayrı ayrı .... TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3/2. maddesi; "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." şeklinde düzenlenmiş olup, mahkemece ret sebebi aynı olan davalılar lehine tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı hükmedilmiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle, hüküm fıkrasının 4. ve 5. bendinin silinerek, yerine "4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre hesaplanan.... TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" şeklindeki sözcük dizisinin eklenmesine, diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız eylem nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle usulden reddine karar verilmiş davacı tarafından temyiz edilmiştir.
11/02/1959 gün 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması neticesinde doğan zararların ödetilmesi istekleri, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı nedeniyle haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır. Aynı kural ağaç kesilmesi durumunda da söz konusudur. Bundan başka yapılan işlerin plan ve projelere aykırı yapılması da idari karara aykırı bir hareketin varlığı nedeni ile yine idari kararın uygulanmasından doğan bir zarar sayılamaz ve bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
Davacı; davalı belediyenin hiç bir karara dayanmadan bahçesine girilerek ağaçlarına, duvarına ve tel örgülerine zarar verdiğini belirterek, tazminat isteminde bulunmuştur.
Somut uyuşmazlık da yukarıda esasları belirtilen 11/02/1959 gün 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gözetildiğinde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenle Dairemiz çoğunluğunun onama kararına katılmıyorum.