11. Hukuk Dairesi 2016/5292 E. , 2017/7216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
BİRLEŞEN DAVA : FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ"NİN 2014/498 E.
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2016 tarih ve 2014/228-2016/42 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, "...+ŞEKİL" den ibaret 25. sınıf ürünleri içeren "...+ŞEKİL" den ibaret 35. sınıf hizmetleri içeren markaların sahibi olan müvekkilinin sırasıyla "... ...+şekil" ibareli 18.sınıf ürünleri içeren, "... ...+şekil" ibareli 25.sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurularında bulunduğunu, başvurulara davalı şirketin "... ...+şekil" "... ...+şekil" ve "... ... Z" ibareli 3, 18, 25 ve 34.sınıf ürünleri içeren markalarına dayanarak itirazda bulunduğunu, YİDK"nın kararlarıyla müvekkilinin marka tescil başvurularını reddettiğini, başvuru konusu işaretle redde mesnet alınan markaların görsel, sescil, biçimsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer olmadığını ileri sürerek YİDK kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı TPE vekili, kurumun yapmış olduğu işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu, başvuru konusu işaretle davalıların markalarının aynı izlenimi bıraktığını, diğer unsurların yeteri derecede farklılık yaratmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı şirket vekili, hazır giyim ve konfeksiyon işi ile ilgili ticari faaliyet gösterdiğini, dünya çapında seksenden fazla ülkede satış noktalarının bulunduğunu, "... ...+şekil" ve "..." ibareli markalarının dünyanın birçok ülkesinde tescilli ve kullanılmakta olduğunu, başvuru konusu her iki işaretin biçim ve düzenleme tarzı ile kullanılan logolar itibariyle müvekkilinin markaları ile aynı genel izlenimi bıraktığını, bunun karıştırmaya sebep olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, redde mesnet markalar ile başvuru konusu işaretlerin aynı veya benzer sesçil ve görsel etkiyi bıraktıkları, her iki markanın aynı tür ürün ve hizmetleri içerdikleri, ilişkilendirilebileceğini, davacı başvurusunun reddine dair YİDK kararlarının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve uyuşmazlığın hakimin hukuki bilgisiyle çözümleyebileceği nitelikte bulunmasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 33,60 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.