12. Ceza Dairesi 2017/2571 E. , 2018/1580 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 179/3-2, 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesinin, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede;
Sanığın adli sicil kaydında bulunan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesine ait 18/12/2012 tarihli ve 2011/195 Esas, 2012/318 Karar sayılı ilamın tekerrüre esas olup, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış olup;
05/07/2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nın 324/4. maddesine eklenen, “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanunun 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede, “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderleri 2.20 TL olarak hesaplanmış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay"a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması sebebiyle, yargılama giderinin sanığa yükletilmesi bozma nedeni yapılmamış, ayrıca, kaza meydana gelmeyen olayda, kolluk kuvvetlerince yapılan kontrol sonucu 207 promil alkollü olduğu belirlenen sanık hakkındaki temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayininde ve “sanığın geçmiş hali göz önünde bulundurulduğunda, tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkememize kanaat gelmediği” gerekçesiyle 5237 sayılı TCK"nın 50, 51 ve 5271 sayılı CMK"nın 231. maddelerinin sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik görülmeyerek, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, verilen cezanın paraya çevrilmesi gerektiğine; sanık müdafinin, gerekli ve yeterli tahkikat yapılmadan karar verildiğine, asgari hadden çok fazla uzaklaşıldığına, lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.