4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10616 Karar No: 2016/11890 Karar Tarihi: 05.12.2016
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/10616 Esas 2016/11890 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/10616 E. , 2016/11890 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/02/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalının, aralarında görülmekte olan boşanma davası devam ederken, mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçeleri ile yine yakın çevresindeki kişilere, kendisinin sadakatsizlik yaptığını, evlenmeden önce gayrıresmi birlikteliğinin olduğunu ifade ettiğini beyan ederek, manevi tazminat talep etmiştir. Davalı; davacı ile aralarında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davalarının halen derdest olduğunu beyan ederek, derdestlik nedeniyle talebin reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının iddia ve taleplerinin, taraflar arasındaki boşanma davasında tartışılarak davalı aleyhine manevi tazminata hükmedildiği, davalının aynı kusurlarının eldeki davaya da konu edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"un 114/1-ı maddesine göre derdestliğin dava şartı olduğu, ayrıca somut olayda manevi unsur ile hukuka aykırılık unsurlarının da gerçekleşmediği gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Derdestlik dava şartlarından olup, 6100 sayılı HMK"nın 114/1 maddesi uyarınca, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise bu konuda yeni bir dava açılamaz. Zira, aynı konuda iki dava açılmasında, davacının hukuken korunmaya değer bir menfaati bulunmamaktadır. Somut olayda ise; davacı dava dilekçesinde, davalının boşanma davası sırasında verdiği cevap dilekçeleri ile yine yakınlarını arayarak kendisini aldattığı, evlenmeden önce başka bir şahısla gayrıresmi birlikteliği bulunduğu şeklinde beyanlarda bulunup şahsını hafif bir kadın olarak tanıtması sonucu kişilik haklarının saldırıya uğradığı sebebine dayanmıştır. Davacının her iki davada dayandığı vakıalar, dava konuları ve talepler farklı olduğundan mahkemece, bu iddialar değerlendirilmek üzere işin esasına girilip, yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekildeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.