Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/20-546
Karar No: 2009/613

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/20-546 Esas 2009/613 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2009/20-546 E.  ,  2009/613 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 27.07.2009
    NUMARASI : 2009/55-2009/256
         

    Taraflar arasındaki “Tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan bozmalar üzerine davanın kabulüne dair verilen 16.7.2007 gün ve 38-206 sayılı üçüncü kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 30.6.2008 gün ve 6974-8692 sayılı ilamı ile; (...Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 8.12.2005 gün 2005/13327-15053 sayılı bozma kararında özetle “Kadastro Müdürlüğünden alınan yazı cevabında çekişmeli taşınmazın 1971 yılında yapılan kadastro sırasında orman, taşlık, çalılık vs. olduğundan kadastro dışı bırakıldığı açıklandığından 4721 Medeni Yasanın 713/3. maddesi uyarınca orman yönetiminin davaya katılımının sağlanması, orman yönetiminden delil ve belgelerinin istenmesi, orijinal kadastro paftası, komşu parsellerin tutanak ve dayanak belgeleri, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı, 24.12.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin tüm belgeler getirtilerek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisi aracılığıyla taşınmaz başında yapılacak keşifte kesinleşmiş tahdit haritası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı uygulanarak çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi,oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacıların tutundukları tapu kaydının çekişmeli yere uymadığı, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı, orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacılar yararına 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, ... .. köy sınırları içinde bulunan orman ve fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen 8.6.2007 tarihli krokili raporda işaretlenen 27.857,62m2 yüzölçümlü taşınmazın M. S.. mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
     Dava, tapuya dayalı tescil davası niteliğindedir.
     Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 24.12.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 13.5.1974-12.6.1974 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır.
     Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte gerekleri yerine getirilmemiştir. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve  kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 -20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
                  Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
                  0 halde; dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazlar da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin:
               1) Orman sayılan yerlerden veya 3402 Sayılı Yasanın 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi,
               2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 Sayılı Yasanın 16. md. A,B,C,D bentleri kapsamında kalan yerler),
               3)İl,İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 Sayılı Yasa 17. md. ikinci paragraf, 2981 Sayılı Yasa Geçici Madde -2 Son paragraf),
               4) Tescil davalarında, davanın açıldığı; kadastro tesbitine itiraz davalarında ise kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,
               5) Kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (HGK.’nun 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/ 02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları)
               6) O yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. Maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (H.G.K.nun 10.12.1997 gün 1997 20-830-1034 ve 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
               7) Dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin ara7i kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (HGK.nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları),
               8) Kadastro (Tapulama) Komisyonu tarafından orman sayılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K.nun, 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün 2002/8-183-187 sayılı kararları),
               9) 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin 2, fıkrasında yazılı,
    a) 4785 Sayılı Yasayla Devletleştirilmiş orman,
    b) 3116 Sayılı Yasanın Geçici 1. maddesine göre kamulaştırılmış orman,
     c) 6831 Sayılı Yasanın 3. maddesine göre orman rejimine alınmış yer,
               d) Aynı Yasanın 13. maddesinin (13) bendine göre orman olarak ağaçlandırılan veya ağaçlandırılacak yer,
               e) Aynı Yasanın 24. maddesine göre kamulaştırılan ya da diğer suretle orman yetiştirmek üzere kamulaştırılan yer,
    f) Devlet Ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yer,
    g) Herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalmış orman,
               h) Maliye Bakanlığınca orman olarak tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış saha,
               j) Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alan olduğunun belirlenmesi halinde bu tür yerlerin herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı düşünülerek (HGK nun 15/03/2006 gün 2006/8-106-68 sayılı kararı).
                Başka bir araştırmaya gerek kalmadan kişinin davasının reddine, Hazine ve Orman Yönetiminin davası varsa kabulü ile dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmelidir
                Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,
    Somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca;
              a) Taşınmazı eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı,
              b) Keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renki fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,
              e) Davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli.
              3402 Sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03. 07.2005 gün ve 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 Sayılı Yasanın 3/j maddesi hükmüne göre, sulu tarım arazisi tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulünün gerektiği...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ  EDEN  : Davalı Hazine ve Orman vekili
     
      HUKUK GENEL KURULU KARARI

               Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
      Davacılar,kadastro sırasında tespit dışında bırakılan taşınmazın miras bırakanları adına kayıtlı olan tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.Yargılama sırasında dayanılan tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı belirlenmiş ve bu husus temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Uyuşmazlık çekişmeli taşınmazda, dayanılan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 
     Her ne kadar direnme kararı davalı Hazine ve Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmişse de; mahkemece direnme kararı öncesi verilen 16.7.2007 Tarih,38-206 sayılı davanın kabulüne ilişkin karar, davaya dahil edilen Orman İdaresi tarafından temyiz edilmemiş olmakla,verilen hüküm Orman İdaresi yönünden kesinleştiğinden;artık direnme kararını temyiz edemez. Bu nedenle dahili davalı Orman İdaresi vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
     Davalı Hazine vekilinin temyizine gelince;bilindiği üzere,Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 426/T maddesinde  düzenlenen “Karar aşağıdaki hususları içerir:…2. Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde katılanların kimlikleri ile varsa yasal temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri….” hükmünden de anlaşılacağı üzere,karar başlığında davacı ve davalıların isimlerinin yazılı olması gereklidir.Oysa direnme kararı başlığında tüm davacıların isminin yazılı olmadığı anlaşılmakla,kararın infazında tereddüt yaşanmaması için davacıların isminin eksiksiz olarak karar başlığında gösterilmelidir.
    Öte yandan,dosyaya sunulan veraset ilamlarına göre,davacılar arasında yer alan ve asaleten de dava açtığı anlaşılan Ş. S..,miras bırakan M. S. mirasçılarından değildir.Bu nedenle anılan davacı tarafından kendi adına  açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gereklidir.
     Bunun yanı sıra,her ne kadar mahkemece direnme kararında bozma ilamında bildirilen tüm hususların araştırıldığına değinilmiş ve  bir kısım araştırmalar yapıldığı görülmekte ise de,taşınmazın edinilmesi için gerekli tüm koşulların eksiksiz araştırıldığı söylenemez. Şöyle ki,çekişmeli taşınmazın 1973 yılında kadastro sırasında orman,taşlık,çalılık alan olarak bırakıldığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Bozma ilamında çekişmeli taşınmazın edinilebilmesinin hangi koşulların gerçekleşmesine bağlı olduğu bildirilmiş olup,mahkemece taşınmazın edinilebilecek yerlerden olup olmadığı,davacıların imar ihya iddiasına karşı zirai bilirkişinin düzenleyeceği raporla  imar ihyanın başlangıcı,süresi,taşınmazın niteliği araştırılmadığı gibi, bozma ilamında bildirilen diğer bazı hususlar da karşılanmamıştır. Yine davacı tarafça dava dilekçesinde delil olarak 1999/119 Esas sayılı dosyaya dayanmışlarsa da anılan dosya hakkında bir bilgi ve içeriği de eldeki dosyaya yansımamış,dosya içeriği irdelenmemiştir.
              Hal böyle olunca,öncelikle direnme kararı başlığında tüm davacıların ismine yer verilmesi,davacılardan Ş. S..’ün kendi adına bizzat açtığı(Çocuklarına velayeten açılan davası saklı olmak üzere) davasının mirasçı olmaması nedeniyle aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmeli; davacı yanın delil olarak bildirdiği,1999/119 esaslı dosya getirtilip irdelenerek,çekişme konusu taşınmaz başında bozma ilamında belirtilen hususlar ve yukarıda değinilen gerekçeler gözetilerek, uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
               Bu nedenle yukarıda açıklanan gerekçeler de gözetilerek ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve  yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : 1-Dahili Davalı Orman İdaresi vekilinin temyiz isteğinin reddine,
    2-Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi