14. Hukuk Dairesi 2017/3166 E. , 2021/1056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.03.2014 gününde verilen dilekçe ile İcra ve İflas Kanununun 121. maddesine dayalı ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121"inci maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan ...’ın müvekkiline borcu sebebiyle hakkında icra takibi başlatıldığını ve haczin kesinleştiğini, icra hukuk mahkemesinden ortaklığın giderilmesi davası açabilmek için yetki belgesi alındığını beyanla, davalı borçlu murisinin paydaş olduğu 129 ada 13 parsel, 129 ada 7 parsel, 123 ada 16 parsel, 128 ada 3 parsel, 130 ada 70 parsel, 180 ada 166 parsel, 177 ada 78 parsel, 177 ada 9 parsel, 173 ada 28 parsel, 105 ada 1 parsel, 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın, satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişikliğe bağlı olarak, alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale gelmiştir. Bir başka ifadeyle borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı için “borçlunun (davalı)”, dava konusu taşınmazda “paylı” malik durumunda olması gerekmektedir. Ancak bu halde alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerekmektedir.
Somut olaya gelince; dava dosyasında yer alan tapu kayıtları ile UYAP sisteminde bulunan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtları üzerinden yapılan güncel sorgulamaya göre dava konusu taşınmazlarda davalı takip borçlusu ...’ın müşterek mülkiyet hükümlerine tabi payı olmayıp murisi adına paylı bulunduğu, bu payların da davalı borçlu ve diğer mirasçılar arasında elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan ilkelerin aksine yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 18.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.