3. Hukuk Dairesi 2014/2503 E. , 2014/4460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2012
NUMARASI : 2010/663-2012/111
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, vekili; müvekkili şirketin işyerinde 1562883-7 nolu tanker sözleşmesi ile su kullanıldığını, davalı tarafından 03/01/2008 tarihli tutulan kaçak su tutanağına istinaden 27.149,53 TL tahakkuk ve tahsil ettirildiğini, 06/08/2008 tarihinde tutulan kaçak su tutanağına istinaden ise, 129.649,11 TL tahakkuk ettirildiğini, müvekkili tarafından kaçaksu kullanımının söz konusu olmadığını öne sürerek, müvekkilinin yukarda yazılı tutarlarda borcunun bulunmadığının tespiti ile, haksız olarak ödediği bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi adına kayıtlı ... ...-...nolu sözleşmeye ait abonede depo çıkışına takılı olan sayaçtan önce ayrı bir hat çekerek sayaçtan geçirilmeden su kullandığının tespitinin üzerine 03/01/2008 ve 06/08/2008 tarihli tutanaklar düzenlendiğini, yapılan işlemlerin yasa ve mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1086 sayılı HUMK 295/1 maddesinde; mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re"sen tanzim olunan senetlerin sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikaların hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil edeceği açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK 204/2.maddesinde ise; yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.
Somut olayda, davalı elemanlarınca yapılan kontroller sırasında, davacı işyerinde sözleşmeli sayaç harici ayrı bir hatla, ayrı bir hidrofor sistemi kurarak kaçak tanker suyu kullanıldığı tespit edilerek 03/01/2008 tarihli tutulan kaçak su tutanağı düzenlenerek, 27.149,53 TL tahakkuk yapılmıştır. Yine, davacının işyerinde motor yardımıyla sayaçtan önce su çekerek kaçak su kullandığı tespit edilerek 06/08/2008 tarihli kaçak su tutanağı düzenlenip, 129.649,11 TL tahakkuk yapılmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişiler tarafından düzenlen raporda, işyerinin günlük su tüketim ortalamaları gözönünde alındığında kaçak su kullanımı olmadığı belirtilmiş, mahkemece bu rapor benimsenerek hükme esas alınmıştır. Dosya içerisinde bulunan kaçak su tutanakları ile davacının işyerinde kaçak su kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak su tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı, tutanakların aksini ispat edememiştir. Tutanaklar içeriği ile davacının kaçak su kullandığı kesin bir biçimde saptanmıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak su bedelinin, kaçak su tutanaklarının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Tarifeler Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.