Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/26542 Esas 2014/2756 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/26542
Karar No: 2014/2756

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/26542 Esas 2014/2756 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/26542 E.  ,  2014/2756 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle kendisinden haksız olarak kesilen 6.131, 89 TL"nin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, ... 9.icra müdürlüğünün 2012/11716 e. sayılı icra takip dosyasında davalı-tüketicinin vaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 6.131, 89-tl asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, talep yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş;hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir
    2- Davacı temyizi yönünden yapılan incelemede, İİK 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce icra inkar tazminatına hukmedilebilmesi için borclunun takip sırasında odeme emrine itiraz etmesı alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Borçlunun itirazının 2013/26542-2014/2756
    kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. Ayrıca alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte yada bilmesi gerekmekte, boylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan bu yasal kurallar ve ilkeler ışığında alacağın likit olduğunun kabulü zorunlu olup, mahkemece asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hukmedilmesi gerekirken, yanlış degerlendirme sonucu istemin reddedilmıs olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmistir.
    SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte acıklanan nedenlerle; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddıne, 2 numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yazılan "talep yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine" sözlerinin hükümden çıkartılarak yerine aynen "davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak uzerinden % 20 icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün bu değiştirilmiş ve düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 332.30 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, 3.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.