1. Hukuk Dairesi 2014/5385 E. , 2015/4325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAHÇESARAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2009/61-2013/47
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, aktif dava ehliyeti yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi E.. Ç.."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu Ünlüce Köyü, “doğusu K.. A.. ve S.. O.. tarlaları, batısı yol, kuzeyi K.. A.. tarlası, güneyi G.. K.. tarlası” olan 5400 m² büyüklüğünde tarla niteliğindeki taşınmazına davalının bina inşa etmek, meyve ağaçlarından faydalanmak ve araziyi ekip biçmek sureti ile müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, evin yıkılmasına ve 12 yıldır elde edilen haksız kazanç karşılığında 10.000,00-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, müdahale edildiği iddia edilen araziyi satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro işlemi sonucu 357 ada 2 ve 6 parsellere revizyon gördüğü, 357 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit edildiği ve müdahale edildiği iddia edilen yerin davalıya ait olan bu parsel içerisinde kaldığı, 357 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davacının mülkiyet hakkı bulunmadığı gerekçesiyle aktif dava ehliyeti yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davanın 08.09.2009 tarihinde açıldığı, yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda kadastro çalışmaları yapılarak, 10.09.2009 tarihli tespit tutanakları ile dava konusu yerin 357 ada 2 ve 6 parsellere revizyon gördüğü ve tespite itiraz edilmeksizin tutanakların 28.01.2010 tarihinde şeklen kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 3402 sayılı Yasanın 27/1. maddesinde “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine resen devrolunur.” hükmüne yer verilmiş, devamı fıkralarda da kadastro mahkemesince yapılacak işlemler düzenlenmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; elatmanın önlenmesi davaları da taşınmazın aynına yönelik olup, doğrudan mülkiyet ile ilgilidir. Genel mahkemede taşınmazın aynına ilişkin derdest bir davanın mevcudiyeti halinde çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro işleminin kesinleştiğinden bahsedilemez.
Somut olayda, yargılama sırasında yapılan kadastro işlemleri sırasında tutanağın şeklen kesinleştirilmiş olması doğru değildir.
Hâl böyle olunca, elatmanın önlenmesi isteği bakımından tefrik kararı verilerek 3402 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince Kadastro mahkemesine devir kararı verilmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri bakımından verilecek karar inşa"i (yenilik doğurucu) nitelikte olduğundan ve bu istekler hakkındaki davada, kadastro mahkemesindeki davanın bekletici (meseleyi müstehire) sorun kabul edilmesi ve o davada hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden dava açılırken alınması gerekli harçlar alınmaksızın yargılama yapılarak hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.