1. Ceza Dairesi 2015/4011 E. , 2016/2305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Olası kastla öldürme, mala zara verme
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık . maktul . yönelik eylemi ile katılan . yönelik mala zarar verme suçunun sübutu kabul, mala zarar verme suçu yönünden oluşa ve soruşturma sonuçlarına göre suç niteliği tayin, takdire ilişen cezaları azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin maktule yönelik eylem bakımından eksik incelemeye, meşru müdafaaya, suç vasfının taksirle öldürme olduğuna, haksız tahrik nedenleri bulunduğuna, mala zarar verme suçu bakımından bir sebebe dayanmayan, katılanlar vekilinin ceza miktarına, takdiri indirim uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, olay tarihinde sanığın otomobili ile sahil kenarında alkol aldığı, aynı yere bir süre sonra .,.,.,. maktül . de gelerek alkol almaya başladıkları, sanığın aracına binerek ayrılışı esnasında diğer şahısların üzerlerine taş sıçratması nedeniyle tarafların
tartıştıkları, sanığın ayrılmasından sonra maktul ve arkadaşlarının motosikletleri ile aynı istikamete doğru yola çıktıkları, yolda. kullandığı motosikletin sanığın aracına çok yakın şekilde seyrettiği, bu esnada . kullandığı ve maktulün arka tarafta oturduğu motosikletin arkadan geldiği, yolcu konumunda bulunan maktulün motosikletin bu seyir şeklinden sorumlu olmadığı, bu durumdan rahatsız olan sanığın yolda fren yaparak motosikletlerin durmasına yol açtıktan sonra aracını geri vitese takarak hızlı bir şekilde maktul ve arkadaşlarının bulunduğu motosikletlerin üzerine sürerek kasıtlı biçimde çarptığı, maktulün künt kafa travmasına bağlı kafa tası kaide kemiği ile yüz kemiklerinde kırık ile birlikte beyin kanaması ve bu nedenle gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü, ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı gibi etki-tepki dengesinin lehine bozulmasının söz konusu olmadığı anlaşılan olayda,
1) Olay yerinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre, sanığın 60 metre kadar hızlı şekilde geriye doğru aracın istikametini bozmadan yol alması, arabayı durdurmaya veya çarpmayı önlemeye çalıştığına dair bulgu bulunmaması, suçta kullanılan otomobilin elverişliliği, sanığın çarpmadan sonra da iradi olarak eylemine devam ederek motosikletlerden birini sürüklemesi nazara alındığında bilinçli bir şekilde maktule zarar verme amacı taşıdığı, eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve TCK"nun 81/1 maddesi uyarınca kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde olası kastla öldürme suçundan hüküm kurulması,
2) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih,. esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) Mala zarar verme suçundan kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nun 51/3. maddesi uyarınca 1 yıldan az denetim süresine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
4) Kararın Anayasa’nın 141. ve 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 232. maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıması, iddia, savunma ve delillerin tartışılması ve buna göre eylemin hukuki vasıflandırması yapılarak, uygulanan yasa maddelerinin dayanaklarının gösterilmesi gerektiği halde, hükümde TCK"nun 20 ile 25 yıl arası hapis cezası öngören 21/2. maddesinin uygulanması sırasında alt sınırdan ceza tayinine dayanak teşkil eden hukuki ve maddi olguların ne olduğunun, ayrıca sanığa ait aracın olası kast altında suçta kullanıldığı kabul edilerek TCK"nun 54/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilirken aynı Kanunun 54/3 maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığının denetime imkan verecek şekilde karar yerinde tartışılmaması,
5) Dosyada katılan sıfatı bulunmayan . gerekçeli karar başlığında yer verilmesi,
Kanuna aykırı ve bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 02.05.2016 gününde üyeler .,.,. kasten öldürme suçu yönünden ayrıca haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde de bozma yapılmasına dair karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Yerel Mahkemece, TCK"nun 81, 21/2, 62 maddeleri uygulanmak suretiyle sanığın olası kastla insan öldürme suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu kararın temyizi üzerine dosyaya bakan Dairemiz oy birliği ile eylemin kasten öldürme suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. Ancak Dairemizin sayın çoğunluğu kasten öldürme suçunun tahrik altında gerçekleştirildiğini kabul etmemiştir. Dairemizin sayın çoğunluğu ile aramızda kasten öldürme olarak kabul edilen eylemin tahrik altında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği noktasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Olay tarihinde maktul ve arkadaşları bir mevkide alkol alırken, sanıkta arabasında alkol almış, ancak o mevkiden ayrılıp arabasını hareket ettirmek isteyen sanık, aracını patinaj yaptırarak kalkış yapınca, yolda bulunan mıcırlar maktul ve arkadaşlarının üzerine sıçramıştır. Sanık buradan ayrıldıktan bir müddet sonra maktul ve arkadaşlarının alkol aldığı yere tekrar gelmiş bu sırada maktul ve arkadaşları sanığın aracını durdurarak niye mıcır sıçrattığını sormuşlar, sanık ta bu şahıslara sizinle uğraşamam diyerek aracıyla buradan ayrılmış, maktul ve arkadaşları da iki motosiklete binerek sanığı takip etmeye başlamışlar, yakın mesafeden sanığı takip ederek taciz etmişlerdir. Maktul arkadaşı . kullandığı motosikletin arka tarafında oturmakta, sürücüsü . olan motosiklette . kullandığı motosikletin ön tarafında bulunmaktadır.
Sanık iki motosiklet tarafından yakın mesafeden takip edilip taciz edilince bu duruma kızmış ve yolda durduğunda yine arkasında duran motosikletlere doğru aracını
bilerek sürmüştür. Maktulün arkadaşları sanığın aracından kaçmayı başarmışlar ancak maktul kaçamayınca sanık araçla maktule çarpmış ve maktul aldığı darbeler sonucunda vefat etmiştir.
Olay günü sanığın aracıyla hızlı bir şekilde kalkış yapıp, aracının maktul ve arkadaşlarına taş fırlatmasına sebep olması tahrik olarak kabul edilmekle birlikte, tahrikte dengenin değişip değişmediğine bakmak gerekmektedir. Sanık ilk haksız hareket olarak kabul edilen eyleminden sonra ayrıldığı yere geri gelmiş, burada maktul ve arkadaşları sanığa müdahale etmek istediklerinde sizinle uğraşamam diyerek oradan ayrılmak istemiş, sanık aracına binip gittiği halde maktul ve arkadaşları sanığı iki motosikletle takibe başlamış, sanık bu durumdan rahatsız olup durduğunda, maktul ve arkadaşları da durmuşlar, sanığı taciz ve tahrikleri sonucunda sanıkta aracını maktul ve arkadaşlarının üzerine doğru sürerek atılı suçu işlemiştir. Sanığın aracını patinaj yaptırması doğrudan maktul ve arkadaşlarına yönelik olmasa bile, maktul ve arkadaşlarına mıcır sıçratmış olması ilk haksız hareket olarak kabul edilebilir. Sanık, maktul ve arkadaşlarına sizinle uğraşamam diyerek uzaklaşmak istemiş, aracına binip giderken maktul ve arkadaşlarının taciz amaçlı takibine uğrayan sanık atılı suçu bilerek işlemiştir. Sanığın aracına binip uzaklaşması aslında bir kavga istemediğinin göstergesidir. Sanık taciz edici şekilde takip edilmese idi bu olayın meydana geleceğini söylemek mümkün görünmemektedir.
Yukarıda anlatıldığı şekilde gerçekleşen olayda tahrikte dengenin sanık lehine değiştiğini kabul etmek ve buna göre sanık lehine tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğini düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine dair görüşüne katılmadığımız için karara muhalifiz.