11. Hukuk Dairesi 2016/4989 E. , 2017/7197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/12/2015 tarih ve 2014/486-2015/1094 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan ..."ın, davacının da ortağı olduğu davalı şirkete ortaklar kurulu kararıyla tasfiye memuru olarak atandığını, ancak görevini kötüye kullanarak davacının haklarını zarara uğratacak şekilde taraflı davrandığını, ayrıca tasfiye memuru ile diğer davalı ortak ..."ın baba-kız olduklarını, bu akrabalık sebebiyle tasfiye memurunun tarafsız olamadığını, tasfiye memurunun, babası lehine ve davacıya zarar verecek şekilde işlemler yaptığını, diğer davalı ..."ın tasfiye sürecinden hemen önce ortaklığa ait tüm mal stokunu, sahibi olduğu diğer iki şirkete davacının bilgisi dışında aktardığını, şirketin içini boşalttığını ve mali kayıtları şirketin zararda olduğu şeklinde düzenlediğini, bu durumda davacının bilgisi dışında kendi şirketlerine kaçırılan malların ortaklara iadesi gerektiğini, öncelikle tasfiye memuru ..."ın görevden azli ile yeni bir tasfiye memuru atanmasına, davalı ..."ın bilerek ve isteyerek ortaklığı zarar ettiğinin ve şirket mallarını kaçırdığının tespitine, bu malların şirkete iadesi veya bedellerinin tahsili ile şirkete ödenmesine, davalı tasfiye halindeki şirketin aktif ve pasiflerinin tespiti ile tasfiye payının tahsiline, bugüne kadar oluşan kâr paylarının tahsiline, şimdilik 10.000 TL"nin tahsiline, kalan mal varlığı ve demirbaşların hissesi oranında davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi kurulunca tespit edildiği üzere tasfiye memurunun tarafsız olması, ilk olarak tasfiye bilançosunu çıkarması, bilançoyu ortakların onayına sunması, şirket aktiflerine değer biçmesi, şirketin nakitlerini bir bankaya şirket adına yatırması gerektiği, davalı tasfiye memurunun bu işlemleri yapmadığının tespit edildiği, ayrıca tasfiyenin basit ve çabuk yapılması gereğine uyulmadığı, tasfiye kararından itibaren şirketin faaliyetinin bulunmamasına rağmen genel yönetim giderlerinde açıklanamayan bir artışın bulunduğu, tüm bu tespitlere göre tasfiye memurunun azli
için haklı sebeplerin oluştuğu gerekçesiyle tasfiye memurunun azline karar verilmiş ve yerine resen tasfiye memuru atanmasına, davacının diğer talebi yönünden, kârın dağıtılmasına dair bir ortaklar kurulu kararı bulunmadığı, şirketin tasfiye aşamasında olduğu, bu aşamada kâr payı alacağı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle bu talebinin reddine, davacının koyduğu sermaye payı karşılığı, aktif ve pasifler hesaplanarak kalan paranın kendisine ödenmesi ve ayrıca kalan mal varlığı ve demirbaşların kendisine teslim edilmesi talebinin reddine, ayrıca davalı ortak ve şirket müdürü ..."ın şirket mallarını kendi şirketlerine aktardığını iddia etmiş ise de, davacı bu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçisiyle ... aleyhindeki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 13/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.