15. Ceza Dairesi 2017/6143 E. , 2019/2392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 204/1, 62, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK"nın 155/2, 159, 62, 52/2, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılanın yetkilisi olduğu ...Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.nde 2000 yılı ile 12/09/2005 tarihleri arasında muhasebe müdürü olarak çalıştığı, şirket müşterisi olan ... Tekstilden alınan 30/07/2005 tarihli 12.699 TL bedelli ve 29/08/2005 tarihli, 10.475 dolar bedelli iki adet çeki şirket kaşesini kullanarak oluşturduğu sahte cirolar ile bankadan tahsil ederek paraları şirkete vermeyip kendisine aldığı, ayrıca şirket harcamaları için kendisine verilen Akbank"a ait kredi kartını işten ayrılması üzerine iade etmeyerek işten ayrıldığı tarihten sonra 14-16/09/2005 tarihleri arasında toplamda 6.800 TL civarı harcama yaptığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda;
1- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Suç tarihlerinin çeklerin bankaya ibraz tarihleri olan 01/08/2005 ve 01/09/2005 tarihleri olması, bu tarihlerden itibaren de temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Türk Medeni Kanun"un 950. maddesine göre; alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılacağı, alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olacağının hüküm altına alındığı, somut olayda ise; sanığın 3,5 aydır maaşını alamadığını, işten ayrıldıktan sonra alacağına mahsuben kredi kartından harcama yaptığını belirtmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ve sanığın suç kastının olup olmadığının belirlenmesi amacıyla, sanığın şikayetçiye ait şirkette ne zaman çalışmaya başladığının, maaşların düzenli ödenip ödenmediğinin, alacağının olup olmadığının, varsa ne kadar olduğunun tespiti ile ilgili belgelerin dosyaya konulması, bütün delillerin toplanması sonucu gerekirse dosyanın bilirkişiye tevdiinin sağlanarak, sanığın suç tarihi itibariyle şikayetçiye ait şirketten maaş alacağı olup olmadığı hususunda rapor alınması; ayrıca sanığın 30/07/2005 tarihli 12.699 TL bedelli çeki tahsil ederek şirkete verdiğini belirtmesi karşısında, şirket hesaplarının incelenerek paranın şirkete girişinin yapılıp yapılmadığının tespiti ve yine dosya kapsamından suça konu 29/08/2005 tarihli, 10.475 dolar bedelli çeki katılan şirketten teslim alan tanık Osman Karsan"ın beyanında çeki şirketten aldığını, sanığı ilk defa gördüğünü beyan etmesi ve suça konu çekleri ... Tekstil isimli şirketten teslim alanın ise şirket çalışanı Nihat Sadık olduğunun anlaşılması hususarı da gözönüne alınarak toplanan tüm delillerle birlikte sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a- Sanık hakkında atılı suçtan TCK"nın 159.maddesi gereğince hüküm kurulmuş ise de; TCK"nın 159. maddesinin dolandırıcılık suçu için düzenlendiği, sanığa atılı suç açısından uygulama imkanı bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
c- Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
d- Suç tarihinin 01/08/2005-16/09/2005 tarihleri arası olması rağmen, hükümde 2005 olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.