Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/9-481
Karar No: 2009/597

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/9-481 Esas 2009/597 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2009/9-481 E.  ,  2009/597 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gümüşhacıköy Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30.06.2009
    NUMARASI : 2009/59 E-2009/80 K.

    Taraflar arasındaki “tasarruf teşvik ana para ve nema alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gümüşhacıköy Asliye Hukuk (İş mah. sıfatıyla) Mahkemesince davalı belediye yönünden davanın kabulüne, davalı S.G.K. yönünden ise davanın reddine dair verilen 11.09.2007 gün ve 2006/195 E.- 2007/197 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 30.04.2009 gün ve 2007/41482 E.- 2009/12150 K. sayılı ilamı ile; (...Davacı işçi işyerinde çalıştığı dönemde 3417 sayılı yasa uyarınca tasarruf kesintisi ile işveren katkı payı ödemesinin yapılmadığını ileri sürerek, tasarruf teşvik ve nema alacağı isteklerinde bulunmuştur.
    Davalı işveren vermiş olduğu cevapta, 5393 sayılı yasanın 7. maddesi uyarınca belediyenin borçlarının hazineye devredildiğini savunmuş, husumet yokluğu itirazında bulunmuştur.
    Davalı SSK Başkanlığı mahkemenin yargı yolu açısından görevsiz olduğunu, kurumlarının dava konusu alacaktan sorumlu tutulamayacaklarını savunmuştur.
    Mahkemece, belediye borçlarının Hazineye geçtiğinin savunulduğunu, bunun devlet kurumları arasındaki ilişki olduğu için alacaklıya karşı işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtilmiş, SSK yönünden dava husumetten reddedilmiş davalı Belediye yönünden istek hüküm altına alınmıştır.
    Tasarruf teşvik kesintisi ve katkı payı ödemeleri, 18.03.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3417 Sayılı Yasa ile öngörülmüş, anılan yasanın 6.maddesine göre anılan ödemelerin ilgili adına açılacak banka hesabına yatırılmaması durumunda, Sosyal Sigortalar Kurumunun tahsil görevinin olduğu açıklanmıştır.
    3417 Sayılı Yasa 24.04.2003 tarih ve 4853 Sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmış ve sözü edilen Yasanın 7.maddesinde, "3417 sayılı Kanunun mülga 2"nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır" şeklinde kurala yer verilmiştir. 4853 sayılı yasanın 8.maddesinde ise, tasarruf teşvik kesintileri ile katkı paylarını süresinde işverence yatırılmaması halinde, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından primlerin tahsiline ilişkin hükümler çerçevesinde tahsil edileceği açıklanmıştır. Tasarruf teşvik kesintisi, işveren katkı payı ve bunların neması işçiye ait bir hak olsa da, yasa gereği işverenden tahsil yükümü Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olmakla, anılan kurum tarafından tasarruf teşvik kesintisinin yasalar uyarınca tahsil edilmiş olması halinde işverenin yükümlülüğünün devam ettiğinden söz edilemez. Aksi halde davalı belediyenin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş olur. Tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını tahsil eden Sosyal Sigortalar Kurumunun, 4853 sayılı yasanın 7.maddesi gereği ilgilinin T.C. Ziraat Bankası nezdindeki hesaplarına yatırması gerekir.
    Öte yandan, 4853 sayılı Kanuna 26.12.2006 tarihinde 5568 sayılı eklenen ek madde 1 hükmü doğrultusunda, tasarruf teşvik hesaplarına dair tüm varlık ve yükümlülükler 31.12.2007 tarihi itibarıyla Hazineye devredilmiş durumdadır. Anılan hükümde, "Mülga 9/3/1988 tarihli ve 3417 sayılı Kanunla kurulan ve bu kapsamda hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esasları belirlemek üzere 24/4/2003 tarihli ve 4853 sayılı Kanunla tasfiye edilen Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabına ait tüm varlık ve yükümlülükler, 31/12/2007 tarihine kadar Hazineye devrolunur. Devre ilişkin hususları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Devir tarihinden sonra hak sahiplerine yapılacak her türlü ödeme, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi kayıtları esas alınarak Banka tarafından gerçekleştirilir. Bu ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin Hazine Müsteşarlığına iletilmesini takiben söz konusu ödeme karşılığı tutarlar Müsteşarlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanmak suretiyle hak sahibine ödenmek üzere Bankaya aktarılır. Konusu suç teşkil eden fiillerden kaynaklanan ödemeler hariç hak sahiplerine fazla ödeme yapıldığının tespiti halinde, bu tutarların tahsilinden vazgeçilerek terkin edilir ve Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi yönünden gerçekleşmiş ödemelere ilişkin tüm hak ve yükümlülükler kendiliğinden sona erer" şeklinde kurala yer verilmiş olmakla tasarruf teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluk Hazine Müsteşarlığına ait olmalıdır. Bu sebeple mahkemece Hazine Müsteşarlığına husumet yöneltilerek yargılamaya devam edilmeli toplanacak delillere göre sonuca gidilmelidir.Yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN:Davacı ve Davalılardan Gmüşühacıköy Belediye Başkanlığı vekili

                   HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; tasarruf teşvik ana para ve nema alacağı istemine ilişkindir.
    Mahkemenin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden davanın reddine, davalı belediye yönünden ise davanın kabulüne dair verilen karar yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece davalı Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden yasal düzenlemenin tahsil görevi dışında müteselsil borçluluğu öngörmemesi nedeniyle davanın reddine, davalı belediye yönünden ise bozmaya konu yasanın, dava açıldıktan sonra yürürlüğe girdiğinden her davanın açıldığı tarihte yürürlükteki mevzuata göre çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Davaya konu alacak isteminden davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadıkları ile uzlaşma kapsamına alınan belediye borçları bakımından husumetin Hazineye yöneltilip yöneltilmeyeceği  noktasında toplanmaktadır.
    Davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadıklarının tespiti bakımından maddi olgunun açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
     Sosyal Sigortalar Kurumu Amasya sigorta İl Müdürlüğünün 15.12.2006 tarihli yazısı ile; kurumlarında Gümüşhacıköy Belediye Başkanlığı adına işlem gören işyeri dosyalarında 506 Sayılı Kanun gereği sigortalı olarak çalışan işçilerden yapılan tasarruf teşvik kesintilerinin, Gümüşhacıköy Belediye Başkanlığı tarafından Ziraat Bankası Merzifon şubesi nezdindeki tasarruf teşvik kesintileri hesabına süresinde ödenmediğinden kurumları tarafından icra takibine alınmış olduğunu, hatta bir kısmının tahsil edilerek ilgili banka şubesine ödendiğini, bir kısmının ise halen icra takibinde olduğunu ve 5272 Sayılı Belediyeler Kanunu gereği uzlaşma kapsamına alınmış olan ve takibi devam eden meblağların tahsilinden sonra Ziraat Bankası Merzifon Şubesi nezdindeki anılan hesaba aktarılacağını, ancak tasarruf teşvik kesintilerinin kurumları tarafından aylık ve üç aylık icmal bilgileri ile takip edilmekte olduğunu, tasarruf teşvik kesintisi aylık bildirgesi şahıs bazında olmayıp işyeri bazında olduğundan ve işveren Gümüşhacıköy Belediye Başkanlığı tarafından üç aylık şahıs icmal formlarının da kurumlarına verilmemesi nedeniyle davacı hakkında  herhangi bir bilginin bulunmadığı bildirilmiştir.
    Hazine müşteşarlığı belediye uzlaştırma komisyonunun 02.05.2006 tarihli kararına göre, davalı belediyenin Sosyal Sigortalar Kurumuna, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ile diğer kamu kurumlarına olan borçları ile ilgili olarak yapılan takas, mahsup ve kesinti işlemlerinin bir tablo halinde belirtilip, belediyenin bu borçlarının 5393 Sayılı Belediye Kanununun geçici 5.maddesi ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu kararında belirtilen esaslar çerçevesinde uzlaşma kapsamına alınarak davalı belediyenin genel bütçe gelirlerinden her ay ayrılacak paylardan kesilerek, alacaklı kuruluşlara ödenmesine karar verilmiş, davalı belediye tarafından da bu uzlaşma tutanağı  imzalanmıştır. 
    Davalı belediye başkanlığı 09.01.2007 tarihli yazısı ile, yukarıda belirtilen uzlaştırma komisyonu kararına atıf yapılmak suretiyle tasarruf teşvik kesinti ve nema alacaklarına ait ödemenin, sosyal sigortalar müdürlüğünce yapılacağını bildirmiştir.
    1-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti açısından yasal mevzuat hükümlerine de değinilmek suretiyle açıklamalarda bulunulması yararlı görülmüştür.
    01.04.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun ile çalışanların tasarruflarının artırılması amacı güdülmüştür.
           3417 Sayılı Yasanın “tasarruf hesabı” başlığını taşıyan 4.maddesinde; “ Kurumlar bu Kanun hükümleri çerçevesinde çalışanların aylık ve ücretlerinden yapacakları tasarruf kesintisi ile sağlanacak Devlet katkılarını aylık ve ücret ödemesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında personeli adına açtıracakları “Tasarrufu Teşvik Hesabı”na yatırırlar. İşverenler işçilerinin ücretlerinden yapacakları tasarruf kesintileri ile sağlayacakları işveren katkılarını tahakkuk ettirerek, ücret ödenmesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında işçileri adına açtıracakları “Tasarrufu Teşvik Hesabı”na yatırırlar.”
    Anılan Yasanın “ödemelerin zamanında yapılmaması” başlığını taşıyan 7.maddesinde ise; “İşverenlerin, ücretlerden yapacakları tasarruf kesintileri ile sağlayacakları işveren katkılarını 4 üncü maddede belirtilen süreler içinde ilgililerin banka hesaplarına yatırmamaları halinde, yatırılması gereken miktarlar resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak alınacak gecikme zammı ile birlikte ilgili banka hesabına yatırılır.”
    hükmü getirilmiştir.
    29.04.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 10.maddesi ile 3417 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
    4853 Sayılı  Kanunun 1.maddesinde amacının,  3417 Sayılı Kanun uyarınca açılmış bulunan Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabında biriken paraların tasfiyesi ve bu hesaptan hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olarak açıklanmıştır.
    Anılan Kanunun 7.maddesinde; 3417 sayılı Kanunun mülga 2 nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmişir.
    Kanunun 8.maddesinde ise, 3417 Sayılı Kanun hükümlerine göre, ücretlerden yapılması gereken tasarruf kesintileri ile katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan işverenlerden; yatırılması gereken miktarlar ile gecikme zammı, resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılacağı öngörülmüştür.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 02.05.2007 gün ve 2007/21-228 E.-247 sayılı kararında; çalışanların   zorunlu   olarak   tasarrufa teşvik edilmesi ve bu tasarrufların değerlendirilmesi kapsamında oluşan hukuki ilişkinin borçlusunun işveren olduğu, davalı Kurumun, borç ilişkisinden doğan edimi ifayla yükümlü olan, kendisinden edimin ifası istenen kişi konumunda bulunmadığı, 4853 sayılı Kanundan doğan yükümlülüğün kapsamının, sigortalı nam ve hesabına tahsilden ibaret olduğu, mevzuatında öngörülmemesi karşısında, Kuruma verilen bu görev ve yetkinin aynı zamanda müteselsil borçluluğu kapsamadığı belirtilmiştir(Aynı yönde H.G.K."nun 04.07.2007 gün ve 2007/10-433 E.-455 K. sayılı ilamı).
    3417  ve  4853   Sayılı  Kanunlar  uyarınca   tasarrufu  teşvik  alacaklısına sağlanmaya çalışılan güvence; işveren karşısında güçsüz konumda bulunan çalışanın, belirtilen kesinti, katkı payı ve nema toplamı yönünden oluşan alacağını kamu alacağı seviyesine çıkararak, onun 6183 Sayılı Kanun uyarınca davalı Kuruma tanınan olağanüstü takip ve tahsil yollarından yararlandırılmasını  sağlamak şeklinde belirmektedir(H.G.K."nun 04.07.2007 gün ve 2007/10-433 E.-455 K.; H.G.K."nun 02.05.2007 gün ve 2007/21-228 E.-247 K. sayılı ilamlarının gerekçesinden). 
    4853 Sayılı Kanunun 8.maddesinde, Kurumun haciz yoluyla tahsil ettiği tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını ilgilinin T.C. Ziraat Bankası nezdindeki hesabına yatırmakla yükümlü olduğu belirtildiğinden, haciz yoluyla tahsil edilen miktar  yönünden işverenin tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağından sorumlu olduğu kabul edilemez. Aksi halde, davalı belediyenin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş olunur.
    Kurumun yasadan kaynaklanan tahsil yükümlülüğünü gerçekleştirdikten sonra işverenden tahsil ettiği miktarı, sigortalısının bankadaki hesabına yatırma görevi bulunmaktadır. Bu görevin yerine getirilmemesi halinde, Kurum en azından sebepsiz zenginleşen konumunda olacaktır. Bu durumda tahsil edilen miktar yönüyle davalı Kurumun, sigortalısına karşı hukuki sorumluluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. 
    Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayda;Gümüşhacıköy Belediye Başkanlığı adına işlem gören işyeri dosyalarında 506 sayılı Kanun gereği sigortalı olarak çalışan işçilerden yapılan tasarruf teşvik kesintileri Gümüşhacıköy Belediye Başkanlığı tarafından Ziraat Bankası Merzifon şubesi nezdindeki tasarruf teşvik kesintileri hesabına süresinde ödenmediğinden Amasya sigorta il müdürlüğü tarafından icra takibine alınmış olduğu, bir kısmının tahsil edilerek ilgili banka şubesine ödendiği, bir kısmının ise halen icra takibinde olduğu ve Belediyeler Kanunu gereği uzlaşma kapsamına alınmış olduğu, takibi devam eden meblağların tahsilinden sonra Ziraat Bankası Merzifon şubesi nezdindeki tasarruf teşvik kesintileri hesabına aktarılacağı Kurumca belirtildiğine göre, 4853 Sayılı Kanunun 8.maddesi gereği, Kurum haciz yoluyla tahsil ettiği tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını ilgilinin T.C. Ziraat Bankası nezdindeki hesabına yatırmakla yükümlü olup, haciz yoluyla tahsil edilen miktar  yönünden işverenin tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağından sorumlu olduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece, haciz yoluyla Kurumca tahsil edilen miktarın kim adına ve hangi hesaba yatırıldığı, her bir işçi yönünden tahsil edilen miktarların ayrı ayrı bankada açılan tasarrufu teşvik personel hesabına yatırılıp yatırılmadığı araştırılmalı, Kurumun tahsil ettiği miktarı davacı adına açılmış hesaba yatırılmamış olması halinde yasadan kaynaklanan görevini yerine getirmemiş olacağı gözetilerek, bankaya yatırılmayan tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağından sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmelidir.
    2-Davalı belediye yönünden yapılan değerlendirmede ise;
    13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanunu Geçici 5.maddesinde yer alan "Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarından olan kamu ve özel hukuka tâbi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 31.12.2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir. Bakanlar Kurulu bu süreyi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu madde kapsamındaki alacak ve borç ifadesi bu alacak ve borçlara ilişkin fer"ileri ve cezaları da kapsar.
    Yukarıdaki fıkra kapsamında yer alan kuruluşların takas ve mahsup işlemine konu olan veya olmayan borçları, genel bütçe vergi gelirlerinden her ay ayrılacak paylarının yüzde kırkını geçmemek üzere kesinti yapılarak tahsil edilir." hükmü ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan esaslar çerçevesinde, Kurumca icra kanalı ile tahsil edilmeyen ve tüm işçileri kapsayan tasarrufu teşvik kesintilerini de kapsayan davalı belediyenin Sosyal Sigortalar Kurumu"na ve diğer kurumlara olan borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak Gümüşhacıköy Belediyesi ile Hazine Müsteşarlığınca uzlaşmaya varıldığı ve davalı belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle borçların tasfiyesi işlemlerinin başlatıldığı belirgindir.
     Uzlaşma kapsamında tahsil edilecek tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını tahsil eden tasarruf teşvik kesintisi, işveren katkı payı ve bunların neması işçiye ait bir hak olsa da; yasa gereği, işverenden tahsil yükümü Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olmakla, Kurum tarafından tasarruf teşvik kesintisinin uzlaşma kapsamında tahsiline başlanmış olması halinde işverenin yükümlülüğünün devam ettiğinden söz edilemez. Aksi halde, davalı belediyenin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş   olacaktır.
    Hal böyle olunca, 5393 Sayılı Kanunun 5.maddesi kapsamında uzlaşma kapsamına alınan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluğun S.S.K. ve Hazineye ait olduğu kabul edilmelidir.
    Hazinenin sorumluluğunun 4853  sayılı Kanuna 26.12.2006 tarihinde 5568 Kanun ile eklenen ek madde 1 hükmüne dayandırılması halinde, özel sektörün de sağlaması gereken katkı payı ve nema alacağından da, hazinenin sorumlu olduğu sonucu ortaya çıkar. Ancak somut olayda bu hükmün uygulanmasının mümkün olmadığı açıktır.
    Böylece davalı belediyenin sorumluluğunda bulunan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarının uzlaşma kapsamına alınan borç miktarı kadar sorumluluğu ortadan kalkacağından husumetin de Hazineye yöneltilmesi gerekecektir. 
    Hazinenin ise, davalı belediyeye ait tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarına ilişkin borçlarını yapılan uzlaşma kapsamında davalı belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle S.S.K."na ödemesi halinde, ödediği miktar kadar sorumluluğun S.S.K."na ait olacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Davalı Belediye tarafından T.C. Ziraat Bankasına yatırılan tasarrufu teşvik kesintisinin bulunması halinde ise, hesapta bulunan tasarrufu teşvik kesintisi ve nemasından tarafların sorumlu olmayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
    Yerel mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde araştırma, inceleme ve değerlendirmede bulunmak suretiyle davalı belediye bakımından husumetin hazineye yöneltilerek  davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. 
    Böylece yukarıda belirtilen hukuki olgulara dayanmayan yerel mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
    Şu durumda, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Davacı vekili ve davalı belediye vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 23.12.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi