Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16375
Karar No: 2018/3689
Karar Tarihi: 02.04.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/16375 Esas 2018/3689 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/16375 E.  ,  2018/3689 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkilinin hazır beton imalatı ve inşaat malzemeleri satışı ile iştigal etmekte olduğunu, davalı ... Ltd. Şti"nin inşaatta kullanılan hazır betonu 31/05/2013 tarihinden 27/08/2013 tarihine kadar müvekkili firmadan satın aldığını, karşılığında ise 30/09/2013 keşide tarihli 130.000,00 TL, 30/10/2013 keşide tarihli 200.000,00 TL ve 30/11/2013 keşide tarihli 203,00 TL bedelli üc adet çek verdiğini, karşılıksız çeklerle ilgili olarak ... 2.İcra Müdürlüğünün 2013/7228 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmasına karşın borcu karşılayacak menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü şahıslardaki herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığını, borçlu şirketin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik taşınmazların satışlarını diğer davalılara yaptığını, bu nedenle İİK 277 ve diğer maddeler gereğince dava konusu taşınmazlar üzerindeki tasarruflarının iptali ile dava konusu
    bağımsız bölümlerden icra dosyasından doğan alacakların tahsiline izin ve yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; yapılan satışların borcun doğumundan önce olduğu, tapudaki bedelin düşük gösterilmiş olmasının başlı başına muvazaaya delil olmayacağı hususunun Yargıtay içtihatlarıyla da tespit edildiği, davalı şirketin alacaklılarına zarar vermek kastıyla bu satışları yaptığı veya diğer davalılarca borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının bilindiği hususunun davacı tarafça usulüne uygun delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Mahkemece; tasarruf işlemlerinin, dava konusu tasarrufların borcun doğumundan önce olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Somut olayda takibe dayanak çeklerin keşide tarihine göre iptali istenen tasarruftan sonra düzenlendiği anlaşılmakta ise de bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususu yeterince araştırılmamıştır. Takip dosyasına konu çekler 30/09/2013,30/10/2013, 30/11/2013 keşide tarihli olup; iptali istenen tasarruflar ise 20/09/2013, 04/07/2013, 27/06/2013 tarihlerinde yapılmıştır. Çekte vade olmamasına rağmen ticari hayatta vadeli çek kullanıldığı bilinen bir gerçek olduğundan davacı vekiline takip konusu çeklere dayanan borcun temel ilişkisinin tasarruftan önce doğmuş ise borcun doğumu konusunda varsa delillerini ve ticari defterlerini sunması ve borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilerek iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise şimdiki gibi davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Kabule göre de, Dava ön koşul yokluğu nedeniyle reddedildiğinden AAÜT gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken davalıların her biri için ayrı ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi