Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının .. nolu Tarımsal Sulama Abonesi olduğunu, 1998 yılından beri tahakkuk edilen hiçbir dönem faturasını ödemediğini, davalı hakkında Şanlıurfa 3.İcra Müdürlüğünün 2009/7138 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazının iptaline, takibin devamına % 40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ikametgahı köylerde olan amme borçlularının, borçlarının ödeme süresi içinde ödenmemesi durumunda 6183 sayılı Kanunun 53. maddesine göre gecikme cezası tatbik edileceği, bu durumda davalı borçlunun tarımsal sulama elektrik borçlarına uygulanacak gecikme zammı oranının %10 oranında olduğu belirtilerek, ödenmeyen her bir fatura tutarlarının %10"u alınarak davacı tarafın talep edebileceği gecikme zammı hesap edilmiştir. Davalı tarımsal sulama abonesi olup, herbir fatura tutarına son ödeme tarihi ile icra takip tarihi arasında gecikmeden dolayı işlemiş faiz hesaplanması gerekirken yalnızca her bir fatura tutarı üzerinden %10 faiz hesabı doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, dosyanın önceki bilirkişi dışında konusunda uzman bir bilirkişiden gecikme zammının hesaplanması konusunda yeniden rapor alınması, talep edilen elektrik fatura bedellerinin yönetmelik ve sözleşme hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.