Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7277
Karar No: 2020/343

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7277 Esas 2020/343 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/7277 E.  ,  2020/343 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    .....parsel sayılı, 12.400 m2 yüzölçümlü, tarla nitelikli taşınmaz 17.09.2002 tarihli satış işlemi ile davacı adına tapuda kayıtlıdır. Taşınmazın beyanlar hanesine 12.07.2005 tarihinde parselin bir kısmının kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulmuştur.
    Davacı vekili 27.03.2013 tarihli dava dilekçesinde, tapuda müvekkili adına kayıtlı bulunan ...... köyü, 1431 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde “kısmen orman sınırları içinde kalmıştır” şerhi konulduğunu, bu şerhin müvekkilinin tasarruf yetkisini kısıtladığını belirterek taşınmazın orman olarak ayrılan bölümünün ifraz edilerek tapusunun iptali ile davalı adına tesciline, ifraz edilen bölümün değeri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece davacının henüz zararı oluşmadığından dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 02.10.2014 gün ve 2014/7925 Esas - 2014/23099 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Bozma ilamında “...Somut olayda; dava konusu taşınmaz kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalmakla orman olarak sınırlandırılmış, malikin mülkiyet ve tasarruf imkanı ortadan kaldırılmıştır.
    Nitekim, .... de ......sayılı kararı ve 23 Mart 2010 tarih, 2150/05 sayılı kararlarında, bir taşınmazın kamu orman arazisi olarak vasıflandırılmasıyla birlikte malikin mülkiyet hakkını kullanmasına yönelik bir müdahalenin olduğunu ve bu vasıflandırmanın söz konusu taşınmazın tasarruf nisabını önemli ölçüde azaltan bir etki oluşturduğunu, malikin arazisinden gerçek anlamıyla istifade edemediğini ve her anlamda mülkiyet hakkının içini boşaltan bir etki yarattığını kabul etmiştir.
    Davacının taşınmazı orman olarak sınırlandırıldığı ve taşınmazdan yararlanma ve tasarruf etme hakkı kısıtlandığı halde, tapusu davacı üzerinde diye tazminat talebinin reddi, Ek 1 nolu protokolün 1. maddesi ile .....’nin 6. maddesine aykırıdır.
    Bu nedenle, orman olarak sınırlandırılan ve tapusu halen davacı üzerinde bulunan taşınmazdan davacının yararlanma ve tasarruf etme hakkı kalmadığından, ayrı bir tüzel kişiliği bulunan ... yönünden işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, Hazine hakkındaki davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gereğine değinilmiştir. Orman Yönetimince karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 14.12.2015 gün ve 2015/5008 Esas - 2015/12573 Karar sayılı ilamı ile “Kural olarak; ormanlarda kuru mülkiyet Hazineye, kullanım hakkı is...... aittir. Bir yerin orman olduğunun belirlenmesi halinde ise hiçbir harç ve resim alınmaksızın orman olarak Hazine adına tescil olunur. Bu husus kanunun amir hükmüdür.
    4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup burada, Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve aynî hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle bu türlü tazminat davalarında Hazine yasal hasım konumundadır.
    Mülkiyet hakkı, ancak kamu yararının bulunduğu hallerde sınırlandırılabilir veya tamamen kaldırılabilir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalmakla orman olarak sınırlandırılmış, malikin mülkiyet ve tasarruf imkanı ortadan kaldırılmıştır.
    Davacının taşınmazı orman olarak sınırlandırıldığı ve taşınmazdan yararlanma ve tasarruf etme hakkı kısıtlandığı halde, tapusu davacı üzerinde diye tazminat talebinin reddi, Ek 1 nolu protokolün 1. maddesi ile .....’nin 6. maddesine aykırıdır.
    Yapılacak yargılama sonunda tazminata hükmedilmesi halinde davacıya ait tapu kaydının iptal edilerek orman olarak Hazine adına tesciline de karar verileceğinden her halükarda yine Hazine yasal hasım konumunda olacaktır.
    Bu nedenle; davanın reddine karar verilmesi karşısında; Dairenin bozma ilâmındaki gerekçeler doğru olup, sadece Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesine ilişkin cümlelerin çıkartılarak ilâmın düzeltilmesi gerekmiştir.” gereğine denilerek bozma ilamı düzeltilmiştir.
    Mahkemece bozmaya ve karar düzeltme ilamına uyulmuş, davacı vekilince 26.07.2016 tarihli harçlandırılmış dilekçe ile dava ıslah edilerek 202.966,59 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsili talep edilmiş, yargılama sonucunda davacının Orman Yönetimine karşı açtığı davanın kabulü ile 202.966,59-TL"nin dava tarihi olan 27.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Yönetiminden alınarak davacıya verilmesine, dava konusu..... taşınmazın 06.06.2016 havale tarihli bilirkişi raporunun ekinde bulunan krokide (A) harfi ile gösterilen 5.694,91 m²"lik kısmının davacı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, davacının Maliye Hazinesine karşı açtığı davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 09.03.2016 tarihli celsede Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 02.10.2014 gün ve 2014/7925 Esas - 2014/23099 Karar sayılı bozma ilamı ile Dairemizin 14.12.2015 gün ve 2015/5008 Esas - 2015/12573 Karar sayılı bozma ilamının düzeltilmesine ilişkin karar düzeltme ilamına uyulmasına rağmen bozma ve karar düzeltme ilamının gereklerine aykırı olarak karar verilmiştir. Şöyle ki; Dairemizin karar düzeltme ilamında, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davalarında Hazinenin yasal hasım olduğu, tazminat davasının kabulü halinde davacıya ait tapu kaydının iptal edilip orman olarak Hazine adına tesciline karar verileceğinden Hazinenin yine yasal hasım konumunda olacağı açıklanmış ve bu nedenlerle bozma ilamındaki Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesine ilişkin cümlelerin çıkarılarak bozma ilamının düzeltilmesine karar verilmiştir. Buna rağmen mahkemece, Hazine hakkındaki davanın husumetten reddine, -davanın tapu iptal ve tescil talebini de içermesi nedeniyle Orman Yönetiminin davada taraf olmasında isabetsizlik yoksa da- TMK’nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında sorumluluğun Hazine’ye ait olmasına rağmen tazminatın Orman Yönetiminden tahsiline karar verilmiştir. Yine, davada kesinleşen tahdide dayalı tapu iptal ve tescil talebi de olmasına rağmen mahkemece kesinleşen tahdide ilişkin tutanaklar ve orman tahdit haritaları getirtilmeden ve dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğu tarafların kabulünde olduğundan çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım ve orman müdürlüğünden getirtilmeden hüküm kurulmuştur.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04/02/1948 gün ve 10/3 sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun değiştirilmesinin mümkün olmadığı, bu hususun 06/05/2016 gün ve 2015/1 E. - 2016/1 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de tespit edildiği göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece bozma kararından sonra gerçekleşen ıslah istemine göre karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman tahdidine ilişkin tüm işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit haritası ile taşınmazın arazi niteliğinde olduğuna ilişkin tespite bir itiraz olmadığından taşınmazın sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım ve orman müdürlüğünden getirtilmeli, taşınmazın kesinleşen tahdit sınırları içerisinde kalan kısmı tespit edilerek bu kısmın tapusunun iptaline karar verilmeli, tazminat davası ile tapu iptal ve tescil davası birlikte açıldığından taşınmazın tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının dava tarihindeki gerçek değeri hesaplattırılmalı, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararı saptanmalı ve bozmadan sonra ıslah olmayacağından ek bir dava açılmadığı takdirde dava dilekçesindeki talep ile bağlı kalınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/01/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi