16. Hukuk Dairesi 2016/15792 E. , 2017/3418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 184 ada 66 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Kullanım kadastrosu sonucu aynı köy çalışma alanında bulunan temyize konu 318 ada 19 parsel sayılı taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1978 yılından beri ..."in kullanımda bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak 184 ada 66 ve 70 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescili, 318 ada 19 parsel sayılı taşınmazda aynı sebeple adına şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu çekişmeli 184 ada 66 ve 70 sayılı parsellerin davalı tarafından satın alındığı, çekişmeli 318 ada 19 sayılı kullanım kadastrosu sonucu oluşan parselin ise davalı tarafından ormandan açılmak suretiyle zilyet edinildiği, bu 3 parça taşınmazın taraflarının ortak miras bırakanlarının terekesine dahil olmadığı gerekçesi ile yazılı karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazların anne ve babasından mirasçılarına intikal ettiği iddiasıyla miras payı oranında dava açmış, davalı 184 ada 66 ve 70 sayılı parselleri üçüncü kişiden satın aldığını, 318 ada 19 parsel sayılı taşınmazı ise ormandan kendisinin açtığını savunmuştur. Keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık sözleri taşınmazların öncesinin kime ait olduğu hususunun aydınlatılmasında yetersiz olduğu gibi yerel bilirkişi ve tanıkların ifadeleri hangi taşınmazdan bahsettikleri anlaşılamayacak şekilde “aşağıdaki - yukarıdaki taşınmazlar” olarak zapta geçirilmiştir. Davayı aydınlatmaktan uzak, soyut ve yetersiz yerel bilirkişi ve tanık sözleri esas alınarak hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır. Öte yandan; çekişmeli 318 ada 19 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğu, husumetin taşınmazın maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesinin zorunlu bulunduğunun
göz ardı edilmesi de isabetsizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle 318 ada 19 parsel sayılı taşınmaz hakkında, davacıya davasını Hazine"ye de yaygınlaştırma olanağı tanınmalı, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilerek dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuru ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ne sıfatla ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazların miras bırakan sıfatında sayılabilecek kişi ve kişilere ait olması halinde terekesinin taksim olup olmadığı, taşınmazların kime kaldığı, satın alma olup olmadığı, taşınmazlar satın alınmış ise muris Mehmet tarafından mı yoksa davalı tarafından mı satın alındığı, satın alma tarihinden sonra ve halen kimin zilyetliğinde olduğu hususları duruksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
11.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.