
Esas No: 2015/24811
Karar No: 2018/727
Karar Tarihi: 08.02.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24811 Esas 2018/727 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davacı Kurum tarafından 506 sayılı Kanunun 26. maddesine dayanılarak iş kazası sonucu hayatını kaybeden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve yapılan ödemeler nedeniyle uğranılan kurum zararının davalıdan tahsili istenmiştir.
Dosya kapsamından; davalının vefat eden sigortalı ile aralarında hizmet akti ilişkisi olmadığını, vefat eden sigortalının kardeşi olduğunu, kendi çalışanı olmadığı, sigortalının kendi adına çalıştığını, dava dışı olan Kapsan Çinko Kaplama Sanayi A.Ş."ye ait işyerinin çatı oluk tamir işini sigortalının bulduğunu ve vergi kaydı olmadığından kendisinden rica ettiğini kendisinin de sigortalının işi alması için dava dışı şirketle sözleşmeyi imzaladığını beyan ettmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayın meydana geldiği 21.11.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 2"inci maddesinin birinci fıkrasına göre; hizmet akti ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılırlar. Söz konusu Kanunda “hizmet akdi” tarifine yer verilmemiş, yalnızca Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdi ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesine atıfla yetinilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 8’inci maddesinde iş sözleşmesi (hizmet akdi) tanımlanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 313. maddesinde hizmet akdi, "Hizmet akti bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen ve gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder" şeklinde tarif edilmiştir. Hizmet akdinden söz edebilmek için belirli bir işin, işverene bağımlı olarak çalışma karşılığında bir ücret mukabili yapılması gerekmektedir. 506 sayılı Kanunun 4.üncü maddesinde işveren, aynı Kanunun 2"inci maddesinin kapsamında sigortalı sayılan kimseleri çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, davalının müteveffa kişi ile arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığına dair iddiasının incelenmediği anlaşıldığından; bu kapsamda, kazanın 506 sayılı Yasa"nın 11. maddesi gereğince iş kazası olup olmadığının tespiti için davalı işverene (... ile müteveffa sigortalının hak sahiplerine de dava yöneltilmek suretiyle) dava açılması için süre verilmesi ve dava sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.