16. Hukuk Dairesi 2016/12158 E. , 2017/3415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : VAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı....Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 15.12.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporu eki krokide (C) harfi ile gösterilen 2.210,36 metrekare yüzölçümlü kısmının bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek TMK"nın 713/6.maddesi gereğince ham toprak vasfında davalılardan Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, talebe konu taşınmazın uzman teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin, kadastro tespitleri kesinleşmiş olan komşu parsellerde kaldığı, (C) bölümü üzerinde 1988 tarihli hava fotoğrafında yapılan incelemede herhangi bir tarımsal faaliyetin bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Uzman harita mühendisi tarafından sunulan rapora göre davacının adına tescilini talep ettiği (A) ve (B) bölümlerinin komşu 981 ve 1258 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığı ve davalılar dışında kişiler adına kesinleştiği anlaşılmakla bu bölümler hakkındaki davanın reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 1978 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan (C) bölümü hakkında dinlenen tanık ve yerel bilirkişiler davacının imar-ihya çalışmasına 1985 yılında başladığını beyan etmişlerdir. Bu bölüm hakkında uzman harita mühendisi tarafından 1988 tarihli tek hava fotoğrafı incelenmiş ve tarımsal faaliyetin olmadığı bildirilmiştir. Öte yandan, ziraaî bilirkişi raporunda taşınmazın II. sınıf tarım arazisi olup imar-ihyasının tamamlandığı, 20 yaşında 200 kavak ve 40 söğüt ağacı ile 10 yaşlarında elma, ceviz, kayısı ağaçlarının bulunduğunu belirtmiş ise de bu ağaçların (C) bölümü üzerinde mi yoksa komşu parseller içerisinde kalan (A) ve (B) bölümleri üzerinde mi olduğu belirtilmemiştir. Mahkemece, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ve ziraat bilirkişi raporu ile fen bilirkişinin raporlar arasındaki çelişki giderilmemiş, stereoskopik olmayan 1988 tarihli hava fotoğrafı incelemesine itibar edilmiştir. Eksik incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; dava tarihinden öncesine ilişkin üç farklı zamana ait stereoskopik hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mümkün olduğunca 3 farklı zamana ait stereoskopik hava fotoğrafı bulunmadığı takdirde tek hava fotoğrafı temin edilmeli, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada
yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişiden oluşan ziraat mühendisi, fotogrametri ve harita mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, çekişme konusu taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla temin edilecek uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, dava konusu edilen bu yerin dava tarihinden 20 yıl önceki ve hali hazırdaki niteliği, konumunu, bitki örtüsü, zirai amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığı, var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılmalı, ziraat bilirkişi raporunda geçen ağaçların yerleri haritasında gösterilmeli, fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
11.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.