14. Hukuk Dairesi 2017/678 E. , 2017/9397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.04.2016 gün ve 2014/17212 Esas, 2016/4704 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili ve davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalıların murisi... ile ... 1. Noterliği’nin 28.11.1997 tarih 18494 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini... tarafından 1860 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 3473/20865 payının satışının vaadedildiğini sözleşmenin iptali için dava açıldığını bu davanın reddedildiğini, sözleşmeye konu payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar, zamanaşımının dolduğunu, bedelin ödenmediğini, murisin kandırıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulüne... adına kayıtlı 1860 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 3473/20865 payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü Bir kısım davalılar vekilinin temyiz etmesi üzerine;
Dairemizin; 19.04.2016 tarih 2014/17212-2016/4704 E-K sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince; Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, ölen kişinin veraset belgesi ile belirlenen tüm mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle davanın esasına girilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; Karar düzeltme aşamasında dosyaya ibraz edilen ... 3. Noterliğinin 14.11.2016 tarih 11434 Yevmiye no"lu mirasçılık belgesine göre satış vaadi sözleşmesi borçlusu muris..."ın mirasçıları arasında ...’nın da olduğu dosya içerisinde bulunan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 31.12.2007 tarih 2007/751- 2007/765 E-K sayılı veraset ilamına göre ...’nın mirasçılar arasında olmadığı bu nedenle davada taraf olmadığı görülmüştür.
Mahkemece; Her iki mirasçılık belgesi arasındaki çelişkinin giderilerek ... satış vaadi sözleşmesi borçlusu muris...’ın mirasçıları arasında ise davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenip karara bağlanması gerekir.
Açıklanan husus; karar düzeltme aşamasında dosyaya sunulan belge ile anlaşıldığından Dairemizin onama kararının kaldırılarak hükmün bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle Davalı ... vekili’nin karar düzeltme isteminin kabul edilerek Dairemizin 19.04.2016 tarih 2014/17212-2016/4704 Esas-Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Davalı ... vekili’nin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 19.04.2016 tarih 2014/17212 Esas, 2016/4704 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.