11. Hukuk Dairesi 2019/1623 E. , 2020/77 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 01/11/2018 tarih ve 2017/1078-2018/1178 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin ayrı ayrı davalı ve fer"i müdahil vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya devrinden önce Ege bank A.Ş Gaziantep Şubesine 08/10/1999 tarihinde 17.400,00 TL mevduatını vadeli olarak yatırdığını, 21/12/1999 tarihinde Ege bank yönetimine el konularak bankanın TMSF"ye devredildiğini, takiben Fon taralından Sümerbank"a devri ve Oyakbank A.Ş"ne (ING Bank A.Ş.) satışının yapıldığını, banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin mevduatının Ege Bank Off" Shore Ltd banka hesabına aktarıldığı ve mevduatın sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle ödenmediğini, mevduatın Ege Bank A.Ş tarafından KKTC"ye paravan olarak kurulan dava dışı Offshore Ltd.Şti. hesabına aktarılıp Egebank A.Ş yönetimi tarafından Demirci Grubuna ait şirketlerine usulsüz kredi vermek suretiyle tüketilmesi nedeniyle Egebank"ın bu şirketlerden alacaklı duruma geldiğini, B.K’nun 61 Md hükmüne göre iadesinden sorumlu olduğunu, Egebank A.Ş ile Egebank Off Shore Ltd. arasında fiili ve organik bir bağ bulunduğunu, bu ilişkinin mevduat sahiplerinin aleyhine kullanıldığını, Egebank A.Ş"nin paravan banka adına topladığı mevduatı havale edilmiş gibi işlem yaptığını aslında paranın Egebank Merkez Şubede hesaba alındığını, toplanan bu paraların Egebank tarafından grup şirketlerine ve paravan şirketlere kullandırıldığını, bu şekilde kanuna karşı bile yapıldığını banka tüzel kişiliğinin müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, her iki banka arasında isim benzerliği yaratılarak bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığını, banka ile mevduat sahibi arasında bir vekalet ilişkisi doğduğunu, bankanın mevduatı güvenli ve iyi yerlere yatırmak zorunda olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, müvekkilinin Gaziantep Şubesine yatırdığı toplanı 17.400,00 TL mevduat alacağının davalı bankadan paranın yatırıldığı 08.10.1999 tarifinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun TMSF tarafından üstlenmesi sebebiyle TMSF"nin taraf olduğu sözleşmeler uyarınca bankalarının sorumlu olmadığını, müvekkili açısından davanın husumetten reddine karar verilmesini ve ayrıca dava süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 08/10/1999 tarihli dosyada mübrez Egebank Offshore tarafından düzenlenen hesap açılış belgesinde yer aldığı üzere her iki davacının da ortak hesap sahibi olarak göründüğü anlaşıldığından bozma kararı öncesinde yapılan yargılama nezdinde alınan bilirkişi heyet raporu dikkate alınarak davacıların mevduat hesabındaki 17.400,00 TL miktarındaki paranın hesabın açıldığı tarihle aynı gün içerisinde Kıbrıs"ta bulunan başka off-shore hesabına havale edilmiş gibi gösterilerek mevduat sahibi davacılara geri ödenmediği sabit olduğu gerekçesiyle davanın her iki davacı yönünden kabulü ile, 17.400,00 TL alacağın bankaya yatırıldığı 08/10/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın ilgili maddesi gereğince Merkez Bankasının değişen oranlarda uyguladığı avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ile feri müdahil vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ile fer"i müdahil vekilleri ayrı ayrı bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ile fer"i müdahil vekilleri ayrı ayrı bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, fer"i müdahil TMSF"den harç alınmasına yer olmadığına, 06/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.