Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili 30.10.2012 tarihli dilekçesinde; tarafların 2006 yılında boşandıklarını, müşterek çocuk için 1000 TL iştirak nafakası takdir edildiğini ve TÜFE oranında artışa hükmediğini, davacının en son 1620 TL nafaka ödediğini, ayrıca dershane, servis ücreti ve diğer ihtiyaçlarını karşıladığını, davalının öğretmen olup, dolgun ücret aldığını, davalının serbest mali müşavirlik yapmakta olup, halen işlerinin kötüleştiğini, nafaka dışında da çocuk için yaptığı harcamalar dikkate alındığında 1620 TL nafakanın 300 TL"ye indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; davacının gelirinin iyi olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının emekli olduğu ve aynı zamanda mali müşavirlik yaptığı, davalının ise öğretmen olduğu, müşterek çocuk E..."in lisede okuduğu, okulunun devlet okulu olduğu, çocuğun dershaneye gittiği, davacının diğer çocuğu için de nafaka ödediği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile nafakanın 850 TL"ye indirilmesine karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmektedir. Davada, davacının işlerinin bozulduğu ve gelirinin düştüğü gerekçesiyle anlaşmalı boşanma davasında hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının indirilmesi istenilmektedir. TMK. 176/4.maddesi hükmüne göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331.madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık taraflar o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında TMK.nun 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler. Somut olayda taraflar arasındaki boşanma kararından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmamış, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğu, davacının ekonomik durumunda menfi bir değişiklik olduğu ispat edilememiştir. İş bu dava tarihinden sonra kesinleşen kararla davacının diğer eşinden olan çocuğu için 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin her davanın açıldığı tarihdeki koşullara göre karara bağlanması gerekmesine göre bu davada indirim sebebi yapılamayacağı da gözönünde bulundurularak bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.