11. Hukuk Dairesi 2016/5204 E. , 2017/7172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/01/2016 tarih ve 2015/226-2016/29 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin % 15 pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 24.03.2014 tarihli genel kurul toplantısında kâr payı olarak 1.000.000,00 TL 2014 yılı içerisinde yönetim kurulunun belirleyeceği bir tarihte hissedarlara dağıtılacağını, 2014 yılı içinde kâr payı alacağının ödenmediğini, bu nedenle takip yapıldığını, takibe alınan genel kurul kararına karşı takibin alacaklısı tarafından genel kurul kararının iptali istemli dava açıldığını, bu dava sonuçlanmadan ödeme yapılamayacağını savunarak itirazda bulunduğunu, oysa belirtilen davada tedbir kararı konmadığını belirterek itirazın 115.164,38 TL"lik kısmının iptaline ve dava konusu alacağın % 20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin % 15 pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 24.03.2014 tarihli genel kurul toplantısında kâr payı olarak 1.000.000,00 TL 2014 yılı içerisinde yönetim kurulunun belirleyeceği bir tarihte hissedarlara dağıtılacağını, 2014 yılı içinde kâr payı alacağının ödenmediğini, bu nedenle takip yapıldığını, takibe davalının itirazda bulunduğunu, itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek itirazın 115.164,38TL"lik kısmının iptaline ve dava konusu alacağın % 20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevabından müvekkili şirketin genel kurulunda alınan karara karşı asıl ve birleşen davacıların iptal davası açtığını, bu dava sonuçlanmadan ödemenin yapılmayacağını, davacıların da çelişkili davrandıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, itiraz edilerek durdurulan icra takipleri ile kâr payı dağıtılmasına ilişkin genel kurul kararına dayalı olarak davacıların alacaklarını talep ettikleri, takibin dayanağı genel kurul kararının iptal edilmediği, icra takibini engelleyecek herhangi bir tedbir kararı da verilmediği, verilen cevap dilekçelerinde miktara ilişkin her hangi bir itirazda bulunulmadığı, sonradan buna yönelik itirazların savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 11.799,76 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına, 12/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.