
Esas No: 2015/2420
Karar No: 2015/4285
Karar Tarihi: 26.03.2015
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/2420 Esas 2015/4285 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : NAZİLLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2014
NUMARASI : 2012/275-2014/89
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi N.. B.."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları Mehmet ve A.. Ö.."dan intikal eden 579, 491, 135 ada 7, 8, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar davalıların tasarrufunda olduğu halde paylarına karşılık hiç bir bedel ödenmediğini ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, yapılan rızai taksim gereğince davacıların da taşınmazları kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1579, 135 ada 8 ve 135 ada 11 ve 491 parsel sayılı taşınmazları muris M.. Ö.. adına kayıtlıyken cebri ihale ile davalı Muharrem adına tescil edildiği bilahare ifrazı ile 2380 ve 2381 parsel sayılı taşınmazlara dönüştüğü, davaya konu 135 ada 7 ve 12 parsel sayılı taşınmazların ise muris A.. Ö.. adına kayıtlı olduğu, muris M.. Ö.."nın 04.01.2003 tarihinde, eşi olan A.. Ö.."nın ise 17.10.1994 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı ve davalıların kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin
paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olayda, davalılar rızai taksim yapıldığını savundukları halde mahkemece davalıların savunması üzerinde durularak bu husus açıklığa kavuşturulmuş değildir.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, çekişme konusu taşınmazları hangi davalının ne şekilde tasarruf ettiğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, davacıların dava konusu taşınmazlarda kullandığı veya kullanabileceği bir bölüm bulunup bulunmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılması, özellikle mirasçılar arasında rızai ve fiili taksim yapıldığına yönelik tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de; bilirkişilerce ilk dönem (14.07.2006 yılı) ecrimisil miktarı belirlenmeli, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarı hesap edilerek bu miktar üzerinden ecrimisile hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.