Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalıların müdahalesinin keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu arsa vasıflı 12 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davacılar ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalıların kayda ve mülkiyete dayalı bir hakları bulunmadığı, mahallinde yapılan keşif sonucunda ibraz edilen bilirkişi raporu ve krokisinde taşınmazın “a” harfiyle gösterilen 120.13 m²"lik bölümünün yanları açık üstü galvaniz saç kaplı depo olarak kullanıldığı, teşhir amaçlı konulmuş muhtelif inşaat malzemeleri bulunduğu, parselin kalan bölümünün boş alan olup, taşınmazın davalı Serkan’ın paydaşı olduğu komşu 9 parsel ile birlikte bir bütün halinde kullanıldığı, öte yandan İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/49 Esas, 2009/83 Karar sayılı dava dosyasında davacılardan O.. K.. tarafından açılan kira tespiti davasının reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 22.11.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 21 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde “a” harfiyle gösterilen bölümüne davalı şirketin müdahalesi saptanmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. Davalı Serkan yönünden temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere; elatma, haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılır. Somut olayda; dava konusu 21 parsel sayılı taşınmazda tecavüzlü bölümü davalı şirketin kullandığı, diğer davalı Serkan"ın şirketin ortağı ve temsilcisi olduğu açıktır. Hâl böyle olunca; davalı Serkan’ın taşınmaza şahsi olarak müdahalesi bulunup bulunmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalılar vekilinin temyiz itirazı, açıklanan nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.