Esas No: 2015/16857
Karar No: 2017/8753
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16857 Esas 2017/8753 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, ..., ...,..., ..., ..., ... vekili ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli... köyü 114 ada;
1) 32 parsel 60781, 27 m2 miktarla ...,
2) 116 parsel 41435.82 m2 miktarla ...,
3) 117 parsel 39461,91 m2 miktarla ...,
4) 119 parsel 36904,11 m2 miktarla ...,
5) 312 parsel 38099,42 m2 miktarla ...,
6) 1211 parsel 32025,09 m2 miktarla ...,
7) 315 parsel 63884,12 m2 miktarla ...,
... ada;
8) 7 parsel 28038, 83 m2 miktarla ...- ... - ...,
9) 5 parsel 24297,10 m2 miktarla ...,
10) 4 parsel 22133,20 m2 miktarla ...,
11) 9 parsel 10602,17 m2 miktarla ...,
12) 10 parsel 8574,35 m2 miktarla ...,
13) 2 parsel 59414,77 m2 miktarla ...,
adlarına belgesizden fıstıklık, bağ ve tarla nitelikleri ile,
14) 19 parsel 7470,68 m2, 20 parsel 5773,35 m2, 21 parsel 56570,84 m2 miktarla Kasım 1974 tarih 8 nolu tapu kaydına dayalı olarak fıstıklık, bağ ve tarla nitelikleri ile ... adına,
15) 11 parsel 18854,73 m2 miktarla ve hali arazi niteliği ile Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
Orman Yönetimi bu parsellerin tamamına ayrı ayrı davalar açarak orman olduklarından bahisle orman niteliği ile Hazine adına tescillerini istemiştir.
16) 114 ada 27 parselin ise, 111 Hektar 8882,48 m2 miktarla ve orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacılar ... ve ... bu parsellerin hisseli olarak kendilerine ait fıstıklık olduğu iddiası ile kadastro tesbitine itiraz davası açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı gerçek kişilerin davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, 114 ada 27, 32, 116, 117, 119, 312, 315 ve 1211, ... ada 2, 7, 9, 10, 11, 19, 20 ve 21 sayılı parsellerin tamamı ile ... ada 4 parselin (B) ile işaretli 17656,67 m2, ... ada 5 parselin (B) ile işaretli 9429,12 m2"sinin orman niteliği
ile Hazine, ... ada 4 parselin (A) ile işaretli 4478,55 m2 ve ... ada 5 parselin (A) ile işaretli 14870,25 m2"sinin tesbit gibi davalı gerçek kişiler adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ...,..., ... ..., ..., ..., ..., ... [... (...eşi)], ..., ..., Hazine ve davacılar Orman Yönetimi ile ... tarafından temyizi üzerine Dairenin 21/03/2013 gün ve 2012/3063 E. - 2013/3036 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu her bir taşınmaz hakkında yeterince araştırma yapılmadığı izlenimi vermektedir.
Çekişmeli taşınmazlara ait bir kısım fotoğraflar dosyada yer almakta ise de bu fotoğraflar uzaktan ve net bir şekilde çekilmemiş olduğu gibi fen bilirkişisi tarafından bu fotoğraflar üzerinde taşınmazların sınırları da gösterilmediğinden kanı uyandırmamaktadır.
Dosya içeriğinden taşınmazların pek çoğunun eylemli biçimde fıstıklık oldukları anlaşılmaktadır. Çam, ladin, gürgen, meşe, kayın gibi ağaçlar asıl orman ağacı olmakla birlikte, meyveli- meyvesiz fıstık çamı, palamut meşesi, aşısız kestane, kavak, söğüt, kızılağaç, akasya, okalüptüs ağaçları, aşılı ve aşısız zeytinliklerle, yabani veya aşılanmış fıstık, sakız ve sakız nevileri olan menengiç, buttun, yabani sakız, (mezdeki sakız) adi sakız, filistin sakızı ve harnup ağaçları da orman örtüsüdür.
Bu gibi yerler, 6831 sayılı Kanunun 1/I maddesi gereğince toprağıyla birlikte orman sayılır hükmü karşısında, 09.07.1956 gün ve 6777 sayılı Kanunda sayılan yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar 6831 sayılı Kanunun 1/I madde kapsamı dışındaysa da, bu ayrıcalığın ana koşulu (sahipli arazi) kavramı olup, bu da cinsi yasada yazılı ağaç nitelikli tapuda kayıtlı taşınmazı ifade eder. Vergi kayıtları, kanunda öngörülen sahiplik belgesi (tapu olmayıp) zilyetliği doğrulayan ve kanıtlayan bir belgedir. 6777 sayılı Kanunla antep fıstığı ve harnupluk tesisi için sakız ve nevileri olan menengiç, buttun, yabani sakız, adi sakız, filistin sakızı ağaçlarını aşılamak suretiyle istifade etmek isteyenler hakkında, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılmasına dair 26.01.1939 gün ve 3573 sayılı Kanun ve Yönetmeliklerin aynen uygulanacağı kabul edilmişse de, sözü edilen kanunlardaki koşulların oluşup oluşmadığının da araştırılıp incelenmesi gerekir.
Bundan ayrı 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde “funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağı açıktır. Teraslama ve hafriyatla taşınmazın eğiminin düşürülmesi taşınmazın gerçek niteliğini değiştirmez. Bilimsel yönden eğimi % 12’nin üzerinde olan taşınmazların toprak muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği gibi 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesinde % 12"den fazla eğimli olan maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve 26/j maddesinde bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu ve aynı maddenin ikinci fıkrasında bu yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastrosu sınırlarının dışında bırakılmış olmasının orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince de herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış orman olması nedeniyle her zaman orman sınırları içine alınabileceği hükme bağlanmıştır.
1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli orman kadastro yönetmeliklerinin tümünde “3573 sayılı Kanun ile bu kanunu değiştiren 6777 sayılı Kanuna göre Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20 - 157 Esas - 2008/194 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere delicelik ve yabani zeytinlerin aslı orman ağacı olup, ancak 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun" hükümlerine göre yetkili makamlarca karar verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman
olmadığı kabul edilebilir. Kanun gereği zeytincilik parseli olarak belirlenip tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle iktisabı mümkün değildir.
Bu nedenle mahkemece tapu kaydına dayalı olarak tespit gören taşınmazlara ait kayıtlar ilk oluşumundan itibaren sıra izler bir biçimde tüm gittileri ile birlikte getirtilmeli, kadastroca herhangi bir parsele uygulanıp uygulanmadıkları kadastro müdürlüğünden sorularak uygulanmış olması halinde uygulandığı bildirilen parsel tutanakları dahi dosyaya konulmalıdır. Bundan sonra önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı ve yerel bilirkişiler aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile bu belgelerin tespit tarihinden 10- 20 yıl öncesine ait olanları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden, ayrıt edilebilir nitelikte ve net bir biçimde renkli fotoğrafları çektirilip, üzerinde fen bilirkişi tarafından parsel sınırları gösterilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, tapu kayıtları yöntemince uygulanarak çekişmeli yerlere ait olup olmadıkları, hukuken geçerli bir kayıt olup olmadıkları belirlenmeli, eş yükselti eğrili topoğrafik harita üzerinde münhanilerin sayıları, yani yükseklik farkları ile bu yükseklik farklarının teşkil ettiği açıların tanjantları esas alınarak meyil ölçer ( kilizimetre ) ile ölçüm yapılarak gerçek eğim saptanmalı, varsa % 12 ve altında olan bölümleri ile % 12 üzerinde eğimli olan bölümleri ayrılmalı ve bu bölümlerin infaza elverişli bir biçimde krokisi düzenlettirilmeli, taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen fıstık ağaçlarının dikme mi, yoksa aşılama yoluyla mı geldiği; aşılama yoluyla gelmişse bunların aşı yaşları ve miktarları üzerinde durulmalı, taşınmazların her birini dört yönden çevreleyen komşu parsel tutanaklarının tümü getirtilerek denetlenmeli, bunlardan davaya konu olup da kesinleşenler varsa değerlendirilmeli, her bir parselin komşuları ile birlikte ayrı ayrı krokileri düzenlettirilmeli, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı olup olmadığı üzerinde durulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır..." hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu;
1-Davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne,
2-Davacı ..." nun davasının kabulüne,
3-Davacı ..." ın davasının feragat nedeniyle reddine,
4-... İli, ... İlçesi,... Mahallesi ... ada 4, 5, 7, 11 parsel sayılı taşınmazlar ile 114 ada 32, 116, 117, 119, 312, 315 ve 1211 parsel sayılı taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline,
5-... İli, ... İlçesi,... Mahallesi ... ada 2 parselin fen bilirkişisi..."ın 17/08/2015 havale tarihli raporuna ekli haritada 2/B olarak gösterilen 38724.99 m2 miktarlı bölümün adanın son parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline,
6-... İli, ... İlçesi,... Mahallesi 114 ada 27 sayılı parselin fen bilirkişisi..."ın 17/08/2015 havale tarihli raporuna ekli haritada 27/B olarak gösterilen 1086872.21 m2 miktarlı bölümün tespit gibi orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline,
7-... İli, ... İlçesi,... Mahallesi ... ada 9, 10, 19, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline,
8-... İli, ... İlçesi,... Mahallesi ... ada 2 parselin fen bilirkişisi..."ın 17/08/2015 havale tarihli raporuna ekli haritada 2/A olarak gösterilen kırmızıya boyalı 20689.78 m2 miktarlı bölümün tespit gibi tapuya tesciline,
9-... İli, ... İlçesi,... Mahallesi 114 ada 27 sayılı parselin fen bilirkişisi..."ın 17/08/2015 havale tarihli raporuna ekli haritada 27/A olarak gösterilen kırmızıya boyalı 32010.27 m2 miktarlı bölümün adanın son parsel numarası verilerek fıstıklık niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ...,...tarafından 114 ada 32, 116 ve 117 parsel yönünden, davalılar ..., ..., ... vekilince ... ada 5 ve 4, 114 ada 315, davalı ... tarafından 114 ada 1211 parsel yönünden, davalı Hazine tarafından ise ... ada 11 ve 114 ada 27 parselin 27/A bölümü yönünden temyiz edilmiştir.
Orman niteliğinde Hazine adına tescile karar verilen çekişmeli 114 ada 119 ve 312 ile ... ada 7 parseller ile tespit gibi kişiler adına tesciline karar verilen ... ada 9, 10, 19, 20 ve 21 sayılı parseller hakkındaki hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılmış, temyize konu davalar nedeniyle kesinleşmemiştir.
1- Davalı gerçek kişilerin çekişmeli 114 ada 32,116,117,315,1211,... ada 4 ve 5 parsellere, Hazinenin ... ada 11 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden; dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak ve resmi belge niteliğindeki, eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotğrafının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek, davanın kabulü ile taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı Hazinenin çekişmeli 114 ada 27 parselin 27/A ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden: Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, çekişmeli taşınmaz 114 ada 316 ve 114 ada 27 orman parselleri ile çevrili olup, orman bütünlüğü içinde bulunmakta ve 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklığı niteliğindedir.
Gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2 Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün 1997/20-808/1039, 08.02.1999 gün 1999/7-22-43, 13.10.1999 gün 1999/8-689-822, 03.04.2002 gün 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K. 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve Kanuna aykırıdır.
SONUÇ : 1-Yukarıda 1 bentte açıklanan nedenlerle; davalılar ..., ...,...tarafından 114 ada 32,116,117 parseller, davalılar ..., ..., ... vekilince ... ada 5 ve 4, 114 ada 315 parseller yönünden, davalı ..."nın 114 ada 1211 parsel yönünden, davalı Hazinenin ise ... ada 11 parsel yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
2-Yukarıda 2 bentte açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin 114 ada 27 sayılı parselin 27/A bölümü yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02/11/2017 günü oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.