11. Hukuk Dairesi 2017/2094 E. , 2017/7155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/10/2013 tarih ve 2008/376-2013/249 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, davalı ...A.Ş. İflas İdaresi vekili ile katılma yoluyla davalı TMSF vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 12/12/2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan TMSF vekili Av. ... ile davalılardan ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... çalışarak biriktirdiği paraları ... Bankası"nın gurbetçiler için Türk gazetelerinde verdiği Dövize Yüksek Faiz başlıklı ilana aldanarak bankaya yatırdığını ve hesap cüzdanı aldığını, daha sonra 03.07.2003 tarihli kararla bankanın TMSF"ye devredildiğini, ayrıca BDDK tarafından off-shore hesaplarına yatırılan paraların ödenmeyeceğinin ilan edildiğini, oysa müvekkilinin parayı off-shore hesabına değil davalı bankaya yatırdığını, cüzdan üzerine off-shore yazılmasının müvekkilinin talimatı dışında olduğunu, davalı banka yanında bu bankanın ve ... Bank Off-Shore Ltd."nin hakim ortağı olan ..."ın da doğan zarardan sorumlu olduğunu, davalı BDDK ve TMSF"nin de gerekli denetimleri yapmaması nedeniyle bu usulsüz işlemlerden dolayı sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, 96.216,84 Euro karşılığı 186.593,32 TL’nin avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan BDDK vekili ile TMSF vekili, davanın idare mahkemesinde görülmesi gerektiğini, öncelikle görev ve yetki itirazları nedeniyle davanın usulden reddini ve ayrıca esas yönünden de davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalılardan ... vekili, müvekkilinin TMSF tarafından kuruma atanan bir görevli olduğunu, kendisine husumet düşmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...A.Ş. İflas idaresi vekili, müflis bankanın bu işlemde Off-shore nezdindeki bu havale işleminde havaleyi yapmaktan başka bir katkısının bulunmadığını, muhatabın müflis banka olamayacağını savunmuştur.
Davalılardan ... ve İmar Off-Shore Ltd. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı ... bankaya 24.05.1999 tarihinde 96.216,84 Euro"luk yatırılma hesabını açtığı ve davacının bu mevduat alacağının davalı banka tarafından iradesi dışında kıyı bankası olarak nitelendirilene off-shore hesabına banka tarafından aktarıldığı, ancak bu kıyı bankasını hiçbir zaman aktif bankacılık hizmeti yapmadığı, bu paranın bu bankadan tahsil imkanı olmadığı, uyuşmazlığın havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiği, 96.216,84 Euro alacağın davalı ... bankanın iflas tarihi olan 08.06.2005 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte karşılığı 186.593,32 TL olmakla bu değerin müflis bankadan kayıt kabul davası olarak müflis masasına alacak kaydına karar verilmesi gerektiği ve yine 96.216,84 Euro alacaktan İmar Off-Shore Ltd"nin de sorumlu olduğu, davalılardan BDDK ve TMSF aleyhine açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği, davalı ... ise TMSF tarafından bankaya el konulmasından sonra atanan bir yönetici olması nedeniyle bu kişiye husumet yöneltilemeyeceği, davalı ... yönünden eski TTK 309 ve 341 maddelerine göre bu aşamada davanın zamansız açıldığı, öncelikle davalı bankadan zararın tahsili gerektiği tahsil edilemediği takdirde ancak yönetime dönülebileceği gerekçesiyle, davalılardan BDDK ve TMSF aleyhine açılan davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... aleyhinde açılan davanın zamansız açılması nedeniyle reddine, davalı ... Ltd. aleyhine açılan davanın kabulüne, 96.216,84 Euro’nun 24.05.1999 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faizi ile tahsiline, davalı ... İflas İdaresi aleyhinde açılan davanın kayıt kabul davası olarak kabulüne ve (96.216,84 euro) karşılığı olan 186.595,32 TL’nin müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı ...A.Ş. İflas İdaresi vekili ile katılma yoluyla davalı TMSF vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar TMSF, BDDK, Müflis ... Bankası A.Ş. ve ...’a yönelik tüm, davalı ... A.Ş İflas İdaresi vekilinin aşağıdaki 3 numaralı bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin davalı ...’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin parasını gerçekte davalı ... A.Ş’ye yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil off-shore bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında off-shore bankasının paravan amaçlı kurulduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalı ...’ın ise, bu bankanın yöneticisi
bulunduğunu, TTK’nin 336. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, aralarında davalı ...’ın davalı ... A.Ş’nin yöneticileri hakkında davalı ...’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/10 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, ... hakkındaki ceza davasının sanığın yakalanamadığı ve savunmasının alınamadığı gerekçesiyle ana dava dosyasından tefrik edildiği, ancak ana dava dosyasında bankanın diğer yöneticileri hakkında bir kısım suçlar yönünden zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve bir kısım suçlar yönünden ise mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşen ceza davasında mudi sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibini rızası varmışcasına off-shore kıyı bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların kıyı bankasına gönderilmediğinin belirlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı ... ile davalı ... A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasında her ne kadar ... yönünden henüz bir karar verilmemiş ise de, davalı ... yönünden ceza davasının beklenmesinde bir yarar elde edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece bir kısım yöneticiler hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve mahkumiyet kararları da nazara alındığında davalı ...’ın davalı bankanın yöneticisi olması nedeniyle B.K. 41 ve TTK.nin 321/son maddeleri uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Davalı ... A.Ş. İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı tarafından haksız fiil hükümlerine dayalı olarak alacak isteminde bulunulmuş olup, ancak off-shore hesabına yatırdığı miktarın tahsilini talep etme imkanına sahiptir. Davacı tarafından 300.000 DM para off-shore hesabına bir yıl vadeli olarak yatırılmış, daha sonra temdit eden faizler anaparaya eklenmiş ve paranın bir kısmı da davacı tarafından çekilmiş ve mahkemece hesapta kalan bakiye miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır. Taraflar arasında akdi ilişki olmadığından, davacının faiz alacağı temdit tarihleri sonunda anaparaya dönüşmez. Bu itibarla, mahkemece, davacının yatırdığı meblağ ile davacıya ödenen meblağlar gözetilerek davalı bankanın sorumlu olduğu miktar belirlenip sonucuna göre tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeyip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, İİK’nın 195. maddesi gereğince iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekmektedir. Kural olarak iflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Somut olayda dava iflas tarihinden sonra açılmış olup, dosyada müflis bankanın dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava konusu alacağa iflas tarihine kadar faiz işletilmesi de doğru olmamıştır.
Kabule göre, kayıt kabul davaları alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belirli bir miktarın tahsiline yönelik olmadığından, bu davalarda sadece alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Bu davalarda maktu karar ve ilam harcı alınması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, davalı ... A.Ş. İflas İdaresinin hükmedilen karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu kısmından sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde davalı iflas idaresi aleyhine nispi karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalı TMSF vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; mahkemece, davalı BDDK ve TMSF yönünden idari yargının görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olup, davalılar BDDK ve TMSF ile davalı ... hakkındaki dava farklı gerekçelerle ret edilmiş olmasına rağmen kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalılar yararına tek vekâlet ücretine takdir edilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle de davalı TMSF yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar TMSF, BDDK, Müflis ... Bankası A.Ş. ve davalı ...’a yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı ... yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TMSF vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı TMSF yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı TMSF ve ..."a verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının davalılar TMSF, BDDK, Müflis ... Bankası A.Ş. ve davalı ...’a yönelik olarak temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.