Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/13-482
Karar No: 2009/556
Karar Tarihi: 25.11.2009

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/13-482 Esas 2009/556 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2009/13-482 E.  ,  2009/556 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Üsküdar 5.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16.04.2009
    NUMARASI : 2009/23 E-2009/95 K.


    Taraflar arasındaki “alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 5.Asliye  Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.11.2007 gün ve 2006/319 E- 2007/269 K. Sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 28.10.2008 gün ve 2008/10902-12587 sayılı ilamı ile; (...Davacı, avukat olduğunu davalı ile aralarında 16.5.2005 tarihinde yaptıkları sözleşme gereğince davalıya vekaleten dava dışı Üsküdar Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi"ne karşı kamulaştırmasız el atma vs nedenlerle kısmi tazminat davaları açtığını davaları layıkı ile takip edip, bilirkişilerden raporlar aldığını aralarındaki sözleşmede alınacak raporlardan sonra belirlenecek miktarların da ek dava yada ıslah yolu ile tarafınca yürütülmesinin kararlaştırıldığını, tüm bu açılmış ve açılacak davalar yönünden dava değerinin 9/165 oranında vekalet ücreti ödenmesinin öngörüldüğünü, açılan 4 adet kısmi dava dosyası yönünden de bilirkişi raporları ile talep edilebilir olacak miktarlarının belirlendiğini, bu dosyalardan biri yönünden harcı ikmal edilmek suretiyle ıslah hakkının kullanıldığını, diğer dava dosyaları yönünden de talep edilebilecek ücretlerin bilirkişi raporları ile belirlenebilir hale geldiğini, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderip ıslah yada ek dava için harçları ikmal etmesini istediğini, bunun üzerine davalının kendisini haksız olarak azlettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutmak suretiyle şimdilik Üsküdar 4. Asliye Hukuk mahkemesinin 2005/23 esas sayılı dosyası yönünden 5.000 YTL karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti yönünden de 1.000 YTL; aynı mahkemenin 2005/27 esas sayılı dava dosyası yönünden 750 YTL, karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti yönünden de 250 YTL, yine aynı mahkemenin 2005/150 esas sayılı dava dosyası yönünden 2.350.00 YTL, karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti yönünden 400 YTL, Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/999 esas sayılı dava dosyası yönünden 3.480.00 YTL, karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti yönünden de 520 YTL vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının kendisine vekaleten iç hukuk yollarını tüketmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğunu, TBMM"ne karşı yasal boşluğun doldurulmaması nedeniyle adli yargıda tazminat davası açtığını, hukuki bilgisi bulunmadığını, açılan kısmi davalar yönünden harç ikmal edilmesi konusunda sponsor bulmaya kalktığını, harcın ikmal edilmemesi halinde vekalet ücreti yönünden dava açacağına ilişkin olarak ihtarname gönderip, güvenini sarstığını, harcı ikmal edecek güçlerinin bulunmadığını, davacıya düzenli olarak aylık ücretlerinin ödendiğini, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece,  taraflar arasındaki 16.5.2005 tarihli sözleşmenin davacı avukatın davalıya vekaleten Türkiye Büyük Millet Meclisi aleyhine açtığı davanın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açtığı davanın kesinleşmesinden sonra imzalandığı, davacının açılan tüm davalarda davalıyı layıkıyla temsil ettiğini, azlin haksız olduğu gerekçe gösterilmek ve 14.3.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporu kısmen esas alınmak suretiyle davacının Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/23 esas sayılı dosyası yönünden 4.415.842.00 YTL, aynı mahkemenin 2005/27 esas sayılı dosyası yönünden 1.200.00 YTL, 2005/150 esas sayılı dosyası yönünden 3.520.00 YTL ve Üsküdar 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/999 (bozulmakla Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/182 esas) esas sayılı dosyası yönünden de 3.074.931.00 YTL vekalet ücretine hak kazandığı belirtilerek ve taleple bağlı kalınarak vekalet  ücretlerine yönelik talebin kabulüne, karşı tarafa yükletilen vekalet ücretine ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan delillerden ve dosya kapsamından kooperatifin davacı avukata verdiği 1.12.2001 vekaletname gereğince davacının davalıya vekaletten 24.5.2002 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurarak, mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden bahisle dava dışı idarenin tazminata mahkum edilmesini istemiş; adı geçen mahkemece de iç hukuk yolları tüketilmeksizin böyle bir dava açılamayacağı gerekçesiyle 27.4.2004 gününde kabul edilemezlik kararı verildiğini, yine davacı avukatın davalı vekili olarak 3.2.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden dolayı Maliye Hazinesine karşı Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilen 2960 sayılı Yasanın 3194 sayılı yasa ile değişik 3/g maddesinin iptal edilmesi ve iptal edilen yasa yerine yeni bir yasa çıkarılmadığından bahisle Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/27 esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtığı, mahkemece, Yasama Meclisini hazinenin temsil edemeyeceği gibi, Yasama Meclisine karşı böyle bir dava açılamayacağı gerekçe gösterilmek suretiyle açılan davanın 2.3.2005 gününde reddine karar verildiği daha sonra dosyanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, anılan mahkeme kararından sonra tarafların 16.5.2005 gününde bir araya gelerek iş bu davaya konu edilen "İş ve Ücret Sözleşmesi" imzaladıkları, sözleşmenin "KONU" başlıklı bölümünde sözleşmeye ve takip edilen davalara konu edilen taşınmazlar listelendikten sonra "AMAÇ" başlıklı bölümünden de 7 bent halinde bu taşınmazların davacı avukat tarafından kamulaştırılmalarının sağlanması veya kamulaştırılmasız el atma hükümleri çerçevesinde bedellerinin tanzim edilmesi veya imara açılmalarının sağlanması yada orman olarak kamulaştırılmalarının sağlanması veya turizm alanı ilan edilmesi veya kamuya ait başka taşınmazlarla takas edilmesinin sağlanması bu amaçların kısmen veya birlikte gerçekleştirilmesi taahhüdünde bulunulduğu, aynı sözleşmenin devam eden maddelerinde de davacı avukat tarafından davalıya vekaleten kısmi dava şeklinde açılmış davaların yürütülmesine devam edileceği gibi ıslah yada ek dava yolu ile açılacak davaların da adı geçen avukatın takip edeceği, yaptığı iş karşılığında da hükmedilecek miktarın %65 oranında vekalet ücreti ödeneceği öngörülmüş; açılan kısmi davalar yönünden Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/23 esas ve Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/999 esas sayılı dava dosyalarını bilirkişilerin raporlarını ibraz etmelerinden sonra davacı avukat, davalı kooperatife gönderdiği 26.8.2006 tarihli ihtarnamesiyle davaların ıslah yada ek dava yolu ile açılması için gerekli harç ve masrafların verilen sure içerisinde ödenmesi, aksi taktirde açılmış ve açılacak tüm davalar yönünden vekalet ücreti alacaklarının dava yolu ile tahsili cihetine gidileceğini bildirmiş, bunun üzerine davalının da 15.9.2006 gününde gönderdiği ihtarnamesiyle davacıyı vekillikten azlettiği ve taraflar arasındaki uyuşmazlığında azlin haklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı avukatın davalı müvekkilini yanlış şekilde yönlendirmek ve yanıltmak suretiyle gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince iç hukuk yollarını tüketmeden ve gerekse Yasama Meclisine karşı yasa çıkartmadığından bahisle müvekkili aleyhine sonuçlanan gereksiz davalar açtığı anlaşıldığı gibi az yukarıda açıklanan ve 16.5.2005 tarihli sözleşme ile de kuru taahhütlerden öteye geçmeyecek ve avukatlık görevi ile bağdaşmayacak aynı anda birçok taahhüdü içerisinde barındıran vaadlerde bulunmak suretiyle müvekkilini oyalama ve yanıltmaya yönelik tavrını sürdürmüş, bununla da kalmayıp, bizzat kendisinin de katıldığı davalı kooperatifin 8.1.2006 tarihli Genel Kurul Toplantısında yaşanan mevcut maddi sıkıntılar nedeniyle açılan eldeki kısmi davaların ıslah yada ek dava yoluyla harçlandırılamayacağı hüküm altına alınmış olmasına rağmen, henüz ıslah yada ek dava açılması aşamasına dahi gelmemiş az yukarıda zikredilen dava dosyaları yönünden de davalıya 26.8.2006 tarihli ihtarnamesini göndererek verilen süre içerisinde harç ve masrafların ikmal edilmemesi ve ek dava ve ıslah imkanı sağlanmaması durumunda açılmış ve açılacak davalar yönünden vekalet ücreti alacaklının dava yolu ile tahsil edileceğini bildirmiştir. Oysaki BK. 390 ve devamı maddeleri hükümlerine göre vekalet ilişkisi karşılıklı güvene dayalı bir ilişki olup, vekilin üstlendiği görevini ve yapacağı işi doğruluk ve özenle yerine getirmesi zorunludur. Davacı avukat, bu kuralı da ihlal etmek suretiyle davalı müvekkiline az yukarıda zikredilen ihtarnamesini göndererek henüz hak etmediği vekalet ücretleri yönünden verilen süre içerisinde harç ve masrafların ikmal edilmemesi halinde dava açacağını bildirmekle müvekkilinin kendisine olan güvenini de sarsmıştır. Açıklanan tüm bu durumlar birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıyı haklı nedenlerle vekillik görevinden azletmiş bulunduğunun kabulü zorunludur. Avukatlık Kanunu"nun 174. maddesinin 2. bendi hükmünce de avukatın kusur ve ihmali nedeniyle (haklı nedenlerle azledilmiş olması halinde hiç bir ücret isteyemeyeceği öngörüldüğünden ve azil tarihi itibariyle takip ettiği dava dosyalarından hiçbirisinin karara bağlanıp kesinleşmiş olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

     HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, davacı avukat tarafından davalı Kooperatif aleyhine 16.05.2005 tarihli “İş ve Ücret Sözleşmesi”ne dayalı olarak daha önce açılan ve Hukuk Genel Kurulu’nda direnme yoluyla incelenen davada, davalının davacıyı haklı nedenlerle vekillik görevinden azletmiş bulunduğunun Hukuk Genel Kurulu’nun 04.11.2009 gün ve E: 2009/13-493 K:2009/468 sayılı ilamı ile kesinleşmiş olmasına; dolayısıyla haklı nedenlerle azledilen davacı, davalıdan hiçbir ücret talep edemeyeceğine göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. 

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi