17. Hukuk Dairesi 2015/9217 E. , 2018/3647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davaya konu edilen kaza tarihi itibariyle Zorunlu Ferdi Kaza Koltuk Sigortası bulunmayan aracın yaptığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacıların kızı Müjde"nin öldüğünü, zorunlu sigortası olmayan araç zarara sebep olduğundan davalının zarardan sorumlu olduğunu, 17.04.2013"te davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında kalan şehirlerarası ya da uluslararası bir taşıma olmadığından, kazayı yapan araç için sigorta yaptırılması zorunluluğu bulunmadığını, araç için sigorta zorunluluğu olmadığından kendilerinin de sorumluluklarının doğmadığını, davacılar tarafından gerekli tüm belgeler ile yapılmış başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini, ticari faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 150.000,00 TL"nin 01.05.2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve miras hisseleri oranında davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi tazminat istemine ilişkindir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 13/1 maddesine göre; Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. Sigorta şirketleri, 20. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz.
Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 25.02.2004 tarih, 25384 Sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2004/6789 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilmiş olup, 10.07.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde yolcu taşımacılığı yapan taşımacıların, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirecekleri sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için "Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası" yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiş, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaların ise Ulaştırma Bakanlığı"nca belirleneceği açıklanmıştır. Daha sonra 13.11.2009 tarih, 27405 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2009/15545 nolu Bakanlar Kurulu kararı ile 2004/6789 sayılı kararda değişiklik yapılmış ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaları belirleme yetkisi Ulaştırma Bakanlığı"nın görüşü alınmak suretiyle Hazine Müsteşarlığı"na verilmiştir.
Karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin Hazine Müsteşarlığı"nın çıkardığı 28.06.2010 tarihli genelgede ise "01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 2. fıkrası ile kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı Kanun"un 2. maddesinin 3. fıkrasıyla düzenlenmesi, ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km"ye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında olduğu kararlaştırılmıştır" ifadesine yer verilmiştir.
Somut olayın incelenmesinde; davaya konu kazanın 01.11.2012 tarihinde ... ... Mahallesi"nde gerçekleştiği, kazaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit
tutanağında kaza yerinin yerleşim yeri içi olarak işaretlendiği dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Dava dışı ... adına kayıtlı olup ... idaresinde bulunan ve kullanım amacı özel otobüs olarak kayıtlı olan aracın yaptığı kazada davacıların kızı ölmüştür. Davaya konu kazanın gerçekleştiği tarihin, Hazine Müsteşarlığı"nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 2010/8 sayılı genelgesinden sonra olduğu gözetildiğinde, kazayı yapan aracın "Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası" yaptırma mecburiyeti bulunmamaktadır. Diğer yandan, eksik olmakla birlikte dosya kapsamına kazandırılan belgelerden, davaya konu kazanın Adana il sınırları içinde gerçekleştiği anlaşıldığından, bu sebeple de, anılan genelge hükümleri gereği aracın "Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası" yaptırma zorunluluğu yoktur.
Bu durumda mahkemece; kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasını yaptırmayan araç nedeniyle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/2-b ve ... Yönetmeliği"nin 9/1-b maddesine göre davalıya husumet yöneltilebilmesi için, kazayı yapan araç için yaptırılması zorunlu sigortanın yaptırılmamış olmasının ön şart olduğu da dikkate alınmak suretiyle ve yukarıda yapılan açıklamalar ile Hazine Müsteşarlığı genelgesi dahilinde davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğinin irdelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; davacı tarafın davasını, toplam 1.000,00 TL"lik bedel için kısmi dava şeklinde açtığı, yargılamanın devamı sırasında ıslah dilekçesi vererek talebini artırmadığı, 02.03.2015 tarihinde mahkemece davanın esası hakkında hüküm tesis edildikten sonra (14.04.2015 tarihinde) ıslah harcı yatırdığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan, davacı tarafça yapılmış usulüne uygun ıslah olmadığı halde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26/1. maddesine aykırı biçimde talep aşımı ile hüküm tesisi de hatalı olmuştur.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin temyiz talebi ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz talebi ile davalı vekilinin sair temyiz
itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacılara geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.