17. Hukuk Dairesi 2015/9265 E. , 2018/3646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralanıp malul kaldığını, tedavi gideri yaptığını, davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi açıdan da zarar gördüğünü, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 5.000,00 TL. maddi ve 50.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 09.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 71.032,12 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, davacının iddia edilen boyutta cismani zararı olmadığını, bacağındaki kısalığın kaza öncesine dayandığını, bu nedenle davacının maddi tazminat talep hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını, davacının zararı ve kusuru ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 71.032,12 TL. maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, hükmedilen tazminatın 5.000,00 TL"lik kısmına davalı ... şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden, bakiye kısmına ise ıslah tarihinden faiz işletilmesine; davacı için 5.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve Tugay"dan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde istenen miktara, davalı sigortacı için dava ve diğer davalılar için kaza tarihinden; ıslah ile artırılan bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, haksız eyleme dayanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından ise, 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun
kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Mahkeme tarafından, dava dilekçesindeki 5.000,00 TL"lik bedele, davalı sigortacı için dava ve diğer davalılar için kaza tarihinden faiz işletilmesinde bir usulsüzlük bulunmamakla birlikte; ıslah edilen kısım itibariyle de aynı şekilde faiz işletilmesine karar verilmemesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının (a) bendindeki "5.000,00 TL. maddi tazminatın" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "anılan tazminatın" ibaresinin yazılmasına; ayrıca, aynı bendin 2. kısmındaki "66.032,12 TL"nin (ıslah edilen miktarın) ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ...Ş sigorta şirketi yönünden sigorta limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin hükümden tümüyle çıkartılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.