17. Hukuk Dairesi 2015/9255 E. , 2018/3645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıya çarpmasıyla oluşan kazada, sol kolunda çok sayıda kırık meydana gelecek biçimde yaralanan davacının, tedavi boyunca çalışamadığı gibi çalışma gücünde azalma oluştuğunu, davalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğunu, davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi zararının da sözkonusu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 50.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 19.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 83.087,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacı tarafın kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya konu kazayı yapan aracını Büşra Ticaret adlı şirkete kiraladığını, davalı sürücüyü tanımadığını, sadece kayıt maliki olduğu için zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; yargılama sırasında ölen ve mirasçıları davaya dahil edilmeyen davalı Botan Falay hakkındaki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 29.077,00 TL"nin, davalı ... yönünden kaza ve davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; konusunda uzman bilirkişi tarafından oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan maluliyet oranının, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde saptanmış olmasına; davalı ... şirketi tarafından sigortalanan araç, hususi otomobil olduğundan temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine göre; davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nun "işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" başlığını taşıyan 85. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı Kanun"un 3. maddesi gereğince işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve
tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
Somut olayda; trafik kazasına karışan araç, davalı ... adına kayıtlı olmakla birlikte, davalı tarafından aracın ... Oto Kiralama adlı şirkete kiralandığı ve bu şirket tarafından aracın dava dışı 3. kişiye kiraya verildiği dönem içinde kaza gerçekleştiğinden işleten sıfatının bulunmadığı savunulmuştur. Davalı ..., bu savunmasını ispat bakımından, kiralama şirketi ile yaptığı herhangi bir sözleşme sunmamış; ancak, kiralama şirketi ile dava dışı ... adlı kişi arasında imzalı, 28.03.2011-23.04.2011 tarihli araç kiralama sözleşmesini sunmuştur. Mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durulmadan ve gerekçede de bu savunma karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece; kazayı yapan aracın işleteninin kim olduğu ve aracın davalı ... tarafından uzun süreli olarak kiralanması suretiyle davalının işleten sıfatının son bulup bulmadığının belirlenmesi bakımından, dava dışı ... Oto Kiralama adlı işletmeye yazılacak müzekkere ile bilgi alınması, gerektiğinde bu işletmenin ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılması ve davalı adına kayıtlı aracın kaza tarihini de kapsar biçimde uzun süreli olarak kiraya verildiğinin tespiti halinde, davalının işleten sıfatı bulunmadığından zarardan sorumlu tutulamayacağı dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 50.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için
gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, zararın boyutu göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
4-Davacının kazadaki yaralanması nedeniyle, tedavi süresi boyunca çalışamadığı ve sonraki dönem için de işgücü kaybına uğradığından bahisle, işgöremezlik tazminatı talep edilmiş; davacının kazadan kaynaklanan 3 aylık işgöremezlik süresi ile % 7 oranındaki işgücü kaybı için talep edebileceği maddi tazminat, hesap uzmanı bilirkişinin 03.12.2014 tarihli raporuyla alternatif gelir bedellerine göre hesaplanmış ve mahkeme tarafından asgari ücret üzerinden yapılan hesaptaki bedel için maddi tazminata hükmedilmiştir. Davacı taraf, davacının barmen olduğunu ve 1.800,00 TL. gelir elde ettiğini, bunun ispatı için de emsal araştırması yapılması gerektiğini iddia ederek tazminat isteminde bulunmuş; Barmenler Derneği tarafından verilen cevapta, en düşük net maaşın 1.400,00 TL. ve bahşişlerle birlikte aylık en düşük net gelirin 2.120,00 TL. olduğu bildirilmiş; mahkemece, davacının elde ettiği gelire ilişkin bordro vs. sunulamadığı; emsal araştırmasında bildirilen gelir ise tahmini olduğundan itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davacının geliri asgari ücret olarak kabul edilmiş; bu hususta herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Davacının gelir araştırması yetersizdir.
Bu durumda mahkemece; davacının iddia ettiği barmenlik işini bir işverenin yanında hizmet akdi ile yürütebileceği dikkate alınmak suretiyle, kaza tarihinden önceki SGK hizmet döküm cetvelinin kurumdan getirtilmesi, bu kayıtlarda yer alan işyerine müzekkere yazılarak davacının kazadan önce aldığı net ücretin sorulması, bu suretle temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak davacının tazminat hesabına esas gelirinin belirlenmesi, daha sonra bu gelir
üzerinden hesaplama yapılması için (asgari ücreti aşan bir geliri varsa) bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderleri toplanırken, 26.09.2014 tarihli dekontla davacı tarafça ödemesi yapılan 507,00 TL"lik Adli Tıp Kurumu rapor ücretinin hesaba dahil edilmemesi ve eksik yargılama giderine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... yararına; (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ..."e geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.